"12:00"

4N1K-3 • Bölüm 2
0%
Barış dakikalar içinde, babasının kırmızı ve pahalı arabası ile yanımıza geldiğinde; Gökhan iyice oyun hamuru kıvamına gelmişti. Ben öne geçtim, diğerleri arkaya... Kemerimi bile bağlamadan, arka üçlüyü kontrol ettim. Oğuz ve Sinan; Gökhan'ı ortalarına almış ve kontrol edemediği bedeni oradan oraya savrulmasın diye emniyet kemeri ile onu düğüm yapmışlardı. "Kemeri normal taksanız da olurdu" derken, Barış alnımı işaret parmağı ile hafifçe ittirip önüme dönmemi sağladı. Bana doğru usulca yaklaşıp, benim bağlamayı unuttuğum emniyet kemerimi bağladı.

Yüzü yüzüme o kadar yakındı ki istemsizce gözlerimi kapattım. Çam ağacı ve vanilya gibi kokan parfümü genzimi yaktığında, kafamı geriye attım. Barış'ın belli belirsiz güldüğünü görünce, konuyu dağıtmak için "Ben kestirme bir yol biliyorum hastaneye. Sen sür, ben tarif edicem," dedim co-pilot edasıyla. "Gökhan'ı götürürken git gel öğrendim tabi..."

Barış hiçbir şey söylemeden arabayı çalıştırdığı anda, arka üçlüdeki homurtular yükselmeye başladı. Kafamı şöför koltuğu ile yolcu koltuğu arasındaki boşluğundan sokup arkaya döndüğümde Oğuz'un tişörtünün içinden bir şey çıkardığını gördüm. "Şunu da şöyle yaparsak, kırmızılarda da geçebiliriz..."

Arabanın içi kulak kanatan bir siren sesi ile çınladığında Barış ile aynı anda çığlık attık. "O ne be?!"

Sesi, sireni bastırsın diye kafasını öne doğru uzatan Oğuz "Sinan'ın babasının polis sirenini çaldım" diye bağırırdı. Sinan Oğuz'un elinden sireni kapmaya çalışırken, ağladı ağlayacaktı. "Babam ağzıma sıçacak!"

Sinan, Oğuz'un elindeki sireni almak için onunla boğuşurken aralarında kalan ve ezilen Gökhan "O siren var ya..." dedi usulca. Siren sesi yüzünden güçlükle duyuluyordu. "O sireni sana soksam ne güzel olur Oğuz. Öte öte..."

"Ne diyo o ya?" Barış, siren sesi ve çetenin sonsuz saçmalıklarını dehşet içinde dikiz aynasından takip ediyordu. Sinan sireni kapatmayı becerebildiği an, araba bir nebze sakinleşti. Sireni Sinan'dan kapıp, kendi kucağıma aldım. Her ihtimale karşı...

"Kas gevşetici kafa yaptı heralde. Biraz tuhaf davranmaya başladı." Dikiz aynasından Gökhan'ın emniyet kemeri içinde solucan gibi kımıl kımıl hareket ettiğini görünce yine içime bir korku düştü. Barış'a dönüp, "Bir şey olmaz di mi sırık" diye sordum fısıltıyla.

"Sanmıyorum bir şey olacağını, merak etme" dedi sakince. "Sadece midesini yıkarlar."

"O göte siren öte diye bir şey vardı di mi lan?"

Gökhan, asla susmuyordu. Sinan, "Bütün kasları iflas etti dilindeki kaslar hala maşallah" derken kıskaç gibi yaptığı parmakları ile Gökhan'ın dudaklarını kaptı.

Bir anda yine kafam başka yere gitti. "Dilde kas yok ki... Var mıydı yoksa" diye sordum.

Kırmızıda duran Barış, bana dönüp "Var tabi" dedi. Gözlerini kısıp, beni yargılar gibi "Sözelciyim ben, ona rağmen biliyorum Yaprak. Sen nasıl bilmiyorsun" diye sordu.

Biyoloji dersinde Oğuz ile kitaptaki organ çizimlerini keserek kendi uydurduğumuz ameliyat oyununu oynadığımızı, Sinan ile Fahri hocanın bir dönem boyunca asla iyileşmeyen gribi yüzünden sürekli çektiği burnu ile çıkardığı seslerden şarkı yapmaya çalıştığımızı ya da Gökhan ile rahatça uyumak için YouTube videosu ile kendimizi hipnotize etmeye çalıştığımızı Barış'a söylemedim. Gökhan'ı hastaneye yetiştirmeye çalışırken en son endişelenmek istediğim şey seneye gireceğim üniversite sınavında hiçbir şey bilmediğim için cevap anahtarının bir yerime girip kilidinin de elime verilecek olmasıydı.

Benim aksime bu konuda hiçbir endişesi olmayan Sinan gülerek "Sırık haklı" dedi. "Mesela benim dilimdeki kaslar zamanında çok öpüşmekten gelişmişti. Dilimle bi' keresinde pet şişe bile taşımıştım. Oğuz hatırladın mı lan?"

Biyoloji muhabbetimizin öpüşmeye bağlanması ile tetiklenen Gökhan birden "Yaprak ile Ali'yi öpüşürken yakaladım" diye bağırdı. Barış'ın kütüphanede bana söyledikleri aklıma geldi. Ali'nin beni öptüğüne şahit olup o kadar üzülmüştü ki... Panikle, Gökhan konuyu uzatmasın diye elimdeki sireni çalıştırdım. Sirenle birlikte Gökhan da çığlık atmaya başladı. Sirenin sesi öyle yüksekti ki, sireni elimden fırlatıp kulaklarımı kapattım.

Barış arabadaki sesler yüzünden boş yolda arabanın kontrolünü birkaç saniyeliğine kaybedip kontrolü güçlükle geri sağladı. "Yaprak sireni kapat, dikkatim dağılıyor" bağırdı tüm gücüyle.

Sireni attığım yerden alıp, üstüne oturdum. Gökhan'ın saçma küfürü gerçek olmuştu. Götümde siren ötüyordu ve ben susturmayı bilmiyordum. "Nasıl susturcam bilmiyorum ki!"

"Nasıl açtıysan öyle Yaprak!" Sırık delirmişti. "Bana niye bağırıyorsun ya" dedim ağlamaklı. Sinir ve stres seviyem öyle bir haldeydi ki hamilelik hormonlarından duygu geçişleri rekortmeni Zeliş Sultan bile yanımda sessizlik yemini etmiş bir Budist rahip gibi kalırdı. Barış, gözünü yoldan çekmeden "Bağırmazsam nasıl duyuracağım sana sesimi" diye bağırdı tekrar.

"Ay yolu kaçırdık! Sağdan dönecektin sırık!"

"Yaprak sağda yol yok ki!"

"Ya var işte kör müsün?!"

Sinan "Lan kapak şu sireni" diye çığlık atarken, arkamı dönüp "Beynim yok" diye karşı çığlık kopardım. Panik halim giderek inanılmaz sağlıksız bir hal alıyordu. Götümdeki sirenin de etkisi büyüktü tabi. "Beynim yok şu an Sinan!"

"Lan senin beynin ne zaman oluştu ki?! Senin beynin doğarken içeride kaldı da annen bir süre çift beyinle yaşadı Yaprak!" Sinirlendim. Bana bir tek ben beyinsiz diyebilirdim. İki elimi havada çırparak Sinan'a vurmaya başladım. Ve Sinan ile birden boğuşmaya başladık. Barış "Yapmayın" diye çığlık atıyor, siren hala altımda ötüyordu.

"Lan bırak beni!" Gökhan'ın sesini duyunca ikimiz de kavgayı kesip diğer iki geri zekalıya baktık. Onlar da boğuşuyordu. Daha doğrusu Oğuz, Gökhan'ın kafasını tutmuş elini onun ağzına sokmaya çalışıyordu. "Oğuz n'apıyorsun?!" diye bağırdım. Elimi altıma sokup öten sireni ona doğru fırlattım. "Elleme çocuğa artık be! Gerçekten öldüreceksin sonunda katil herif!"

Sinan, Oğuz'a fırlattığım sireni kapıp susturdu. Oğuz, yumurta akı kıvamına geldiği için akışkan bir hal alan Gökhan'ı sımsıkı tutarken "Kusturursak iyi olur diye düşündüm" dedi. "Direnmese, bir kere sokacağım parmağımı sonra bitecek!"

Travmatik bir deneyim yaşayan ve güç bela araba sürmeye çalışan Barış yüzünü ekşitti. Direksiyonu tutan elinin işaret parmağını kaldırıp, aşırı belirsiz bir lokasyon çizdi bana. "Yaprak şurada poşet var onu ver ona kustursun bari."

"Nerde" diye sorunca daha da sinirlendi. Çaktırmamak için derin bir nefes alıp "Torpido gözünde Yaprak" dedi usulca. Sinan sanırım haklıydı. Beynim ben doğarken içerde kalmıştı ve kafamın içinde taşıdığım şey kakaolu süttü. Torpidoyu açıp poşeti ararken, kendimi o poşetin içine koyup çöpe atmamam için hiçbir sebebim yoktu.

Arkadaki boğuşma sesleri durmadan devam ederken, "Yemin ederim koparırım parmağını" diye tehditler savuruyordu Gökhan.

"Oğlum iyi gelecek kusmak direnme! Aç ağzını!"

Oğuz amacına yaklaşıyor gibi olduğundan, bir de sırığın pahalı arabasına kusulmasın diye torpidoda ne var ne yoksa dizime boşaltıp poşeti buldum. Emniyet kemerini çıkarıp, koltukların arasından kendimi usulca arkaya ittirip "Al şuna kus" diyerek açtığım poşeti Gökhan'a tuttum.

Ancak Gökhan kusmak yerine, son kas gücü ile Oğuz'un ağzına soktuğu parmağı ısırdı. Oğuz kendini geriye atıp, "Elimi kopardı" diye ağlamaya başladı. "Yaprak bakamıyorum, parmağım yerinde mi?!"

"Yaprak yerine otur!" Barış yine arabanın kontrolünü kaybetti ve sağa sola savrulmaya başladık. Panikle elimdeki poşeti Oğuz'a fırlatıp yerime oturdum. Barış'ın torpido gözünden aşağı attığım eşyalardan birinin üstüne bastığımda "çat" diye bir ses geldi. "Ayy" diye bağırdım panikle. "Barış bir şeyi kırdım!"

"Kalbimi kırdın, kalbimi" derken Gökhan kendini öne doğru ittirdi. Barış, neyi kırdığıma bakmak ister gibi hızını yavaşlatıp bana doğru döndüğünde; Gökhan'ı belinden kavrayan Oğuz onu diş macunu gibi ortadan sıkmış olacak ki, Gökhan hiç beklemediğimiz bir anda kustu. Barış'ın kafasına doğru...

Barış, boş yolda arabayı durdurdu. Bir kısmı saçında, diğer kısmı omzunda olan kusmukla öylece hiçbir şey söylemeden ve hareket etmeden beklemeye başladı. Hepimiz yaramazlık yapmış çocuklar gibi, ellerimiz bacaklarımızın arasında alttan alttan Barış'a bakıyorduk. Kucağımdaki torpido gözü malzemelerinin arasında çaktırmadan peçete aradım. Ancak sadece bir gözlük temizleme bezi bulabildim. Bezi, çekinerek Barış'a uzatırken; sesi ağlamaklı çıkan sırık "Harika," dedi usulca. "İki haftalık ehliyetimle ıssız bir caddede polis çevirmesine yakalıyorum." Omzundaki kusmuk, usulca yere damlarken, "Kafamda kusmukla," diye ekledi. "Ve çalıntı bir polis sireniyle."


Oğuz arabanın içinde Gökhan'a sahip çıkarken, Sinan, Barış ve ben araba kaputunun önüne Daltonlar gibi dizildik. Devriye gezen polislere yakalanmamız yetmiyormuş gibi, bir de bu polislerden biri Sinan'ın babası Ömer amca çıkmıştı. Polis arkadaşı Barış'ın ehliyetini alıp polis arabasına geçerken, Ömer amca bize sokulup polis kimliği ile baba kimliğini yer değiştirdi. Dişlerini sıkarak "Oğlum napıyorsunuz siz böyle akşam akşam" diye sordu.

Bahane uydurma konusunda doktora sahibi olan Sinan, hızlıca "Barış ehliyet almış, bizi öyle gezdiriyordu baba ya, ne var" diye bir yalan uydurdu.

"Barış kim?"

Sinan bir bana bir Barış'a baktı. "Baba Allah aşkına bir bak Barış kim ya..." dedi hayretle. "Kim olabilir Barış?"

Barış'ın doktorası da ebeveyn yalakalığı dalındaydı. Hemen en efendi gülümsemesini yüzüne yerleştirip, "Merhaba efendim" dedi elini uzatırken. "Memnun oldum."

Ömer amca Barış'ın elini sıkarken, hala Sinan'a bakıyordu. "Siz bir işler karıştırıyorsunuz ama" dedi kendi kendine. Sonra birden kişi kendinden bilir işi olacaktı ki, gözlerini kocaman açıp "Alkol mü aldınız yoksa" diye bağırdı.

"Yok baba, ne alkolü ya!" Sinan üste çıkmak için çirkefleşti. Babasına doğru bir adım atıp, "Getir üfleyim neye üfleyeceksek valla içmedim bir şey" dedi.

O sırada korktuğum başıma geldi ve içeriden bu muhabbetleri duyan Gökhan "Ben de üflemek istiyorum" diye bağırdı. "Dua et Amerika'da değiliz" dedi Oğuz Gökhan'ı içeri çekerken. Barış'ın yüzünü ekşitmesinden anladığım kadarıyla benim ingilizcemin yetmediği çirkin bir espiri dönmüştü. Gökhan ve Oğuz'u yok sayan Ömer amca sırığı inceliyordu. "Nereden arkadaşsınız siz" diye sordu şüpheyle.

"Okuldan" dedi Sinan. Boş bulunup, "Yaprak'ın şeyiydi Barış..." diye devam ederken birden yaptığı hatayı fark edip durdu. Sinan'ın ayağını yere atılmış bir sigara izmariti gibi usulca ezerken, Ömer amca şokla "Erkek arkadaşı mı" diye sordu.

"Yok ya ne erkek arkadaşı?!" O akşamki hassasiyetim bu tür yanlış anlaşılmalar olduğu için, çok ani yükseldim. "Ali ile sevgiliyiz biz" deyiverdim birden.

Arabanın camından kendini sarkıtan Gökhan "Bravo" diye bağırdı. "Bravo Yaprak Ayvaz! Bu bilgiyi Ömer amca ile aynı gün öğrendiğime inanamıyorum!" Oğuz, Gökhan'ın saçından tutup içeri çekti. "On iki senelik kankalarımın sevgili olduğunu Ömer amca ile-" Cümlesinin sonu, Oğuz'un camı kapanması ile duyulmamıştı.

Ömer amca neye şaşıracağını kestiremediğinden tepki bile veremedi. O sırada yanına gelen görev arkadaşı, sırığın ehliyetini ona uzattı. "Amirim bir sıkıntı yok." Ömer amca derin bir nefes çekti içine. Bir an bizi orada öylece tutacak sanmıştım ki, pes edip ehliyetini Barış'a geri verdi ve "Dikkatli sür arabayı evladım" dedi. "Bunları doğru eve bırak."

"Merak etmeyin efendim. Otuzla gidiyorum zaten."

"Seninle sonra konuşacağız Sinan."

Sinan hızlıca arka kapıyı açıp içeri geçerken, "Öpüyorum babacım" dedi şımarık bir tavırla. Kapının açılmasını fırsat bilen kafası iyice gitmiş gevşek Gökhan "Ömer amca seni çok seviyorum" dedi küçük bir öpücük atıp. "İnanılmaz bir adamsın."

Sinan, Gökhan'ın kafasını hentbol topu gibi kavrayıp onu içeri fırlatırken "Babama mı asılıyorsun oğlum sen" diye çemkirdi. "Gir içeri!"

Arabanın kapısını bir hışımla çarpıp, dirseği ile Gökhan'ı ittirdi. Oğuz'a doğru kayan Gökhan tutmakta güçlük çektiği başını Oğuz'un omzuna yasladı. "İstediğime asılırım. En azından sizin gibi kankalarıma asılmıyorum."

Barış, içinden sakinleşmek için keçilerini sayarken; "kankaya asılma" muhabbeti yüzünden yine davul gibi gerildim. "Ağlayacağım şimdi..." dedim kendi kendime.

Barış, arabayı çalıştırıp Ömer amcaya söz verdiği gibi yavaşça sürmeye başlarken arka üçlü yine saçma bir tartışma içindeydi. "Ben senin babana asılsam hoşuna gider mi" diye söyleniyordu Sinan. "Babanı ayartıp yuvanızı dağıtsam..." Durdu. Kendinden emin bir şekilde "Ki Sinan Yorulmaz istese babanı bile ayartır," dedi. "Hoşuna gider mi?!"

Oğuz, gülerek "Sinan Gökhan'ın üvey annesi olsa aşırı sarardı bu arada" derken, baş parmağını onaylar gibi havaya kaldırdı. "Ben destekliyorum kanka."

Giderek iyice sarhoş gibi konuşmaya başlayan Gökhan'a baktım dikiz aynasından. Gözleri doldu birden. "Babamdan uzak dur," dedi ağlamaklı bir sesle. "Bak... Benim babam çok zor şeyler yaşadı, babamı üzdürmem."

Güldüm. O kadar komik ve salaktı ki o hali... "Sinan yapma kafası gitti çocuğun zaten, gitme üstüne" dedim yine de. O halde bir de Sinan'ın babası ile yasak aşk yaşadığını düşünmesi iyi olmazdı. Gözümü dikiz aynasından çekip, yola çevirdim. Ömer amcalar iyice gerimizde kalmış, Barış hızını artırmıştı. Yol ayrımına yaklaştığımızda "Sağa dön buradan" dedim kendimden emin bir şekilde.

Barış ani bir frenle tekrar durdu. Bana dönüp, "Yaprak," dedi dişlerinin arasında. "Rica etsem, sağ elini kaldırır mısın..." Usulca elimi kaldırdım. Barış, alnını direksiyona yaslayıp "Sen sağını solunu bilmiyor musun ya," dedi. "O sol elin..."

Havaya kaldırdığım elimi ağzıma kapattım. "Ben neyi biliyorum ki?!" Panik atağımın ikinci sürümünde üç sığır ve bir sırık da bana eşlik ediyordu. Gökhan, hamur gibi bedenini öne attı yine. Her ne kadar bana kızgın da olsa, beni ağlarken görmeye dayanamıyordu. "Lan sırık niye ağlattın kızı" diye bağırdı önce. Ancak Barış'ın kıpkırmızı olmuş suratına tezat, sarı kafasındaki kusmuk kalıntıları ile göz göze gelince geri vitese taktı. "Özür dilerim kafana kustuğum için kardeşim" dedi çekinerek. Oğuz, "Sırığa kardeşim dedi, kafa harbi gitti bunun" derken; Gökhan'ı kendine doğru çekip kucağına oturttu ve kollarını emniyet kemeri gibi karnında kitledi.

Gökhan, "Kardeşim dedik ama o anlamda değil ha..." derken, Oğuz anaç bir tavırla kafası iyice uzaklara giden ve ardında bir mektup bırakan Gökhan'ın saçlarını okşuyordu. "Ne anlamda değil bebeğim, konuş hadi..."

"Kardeşim yeni aşkım gibi bir şey ya... O anlamda demedim. Sarışın seviyoruz ama o kadar da değil."

Oğuz kahkaha atarken, benim bir kardeş şakasına daha tahammülüm kalmamıştı. "Özür dilerim" diye bağırdım tekrar ağlamaya başlarken. "Ben böyle olsun istememiştim!"

Barış, "Yaprak ağlama yola odaklanamıyorum sen ağlayınca" derken, ağlamamı durdurmak ve ona daha fazla sorun çıkarmamak için kafamı yola çevirdim. Parmaklarımı, ağlamam dursun burnuma sürttüm. Ağlamayı durdurma taktiğimdi. Yoksa hapşırık mı durduruluyordu böyle ya? Aklım çetenin laneti, aniden başka konuya kaydığında ağlamam durdu. Tam o anda, hastane binası belirdi yolun sonunda. "Ay sonunda" diye bağırıp "Sırık, orada" dedim. "Bak, söylemiştim sana ben biliyorum yolu diye!

Barış, hastaneye doğru çevirdi arabayı. "Senin söylediğin yolun tersine girdim, öyle bulduk hastaneyi" dedi. "Beynin ters çalışıyor senin, onu öğrenmiş olduk bu gece." Otoparka doğru girerken, "Neyse, bu beni biraz umutlandırdı" dedi kendi kendine gülerken.

"Ne?"

"Yok bir şey."

Barış arabayı park ederken, ben ne demek istediğine takılı kalmıştım. Neye umutlanmıştı ki? Üniversite sınavında potansiyel rakiplerinin zeka seviyesi konusunda mı umutlandırmıştım?

"Yıkatmam midemi ya!" Gökhan'ın çığlığı ile kendime geldiğimde emniyet kemerimi çözüp arkaya döndüm. Gökhan aşağı inmemek için debeleniyor, Oğuz ve Sinan onu tutmaya çalışıyordu. Onların aksine oldukça sakin olan Barış da emniyet kemerini çözdü. Arkaya dönüp "Mideni kafama bıraktın zaten gerek olduğunu sanmıyorum artık ama..." dedi gülerek. "Buraya kadar geldik, mecbur yıkatacaksın."

Gökhan, gücü kuvveti kalmadığı için daha fazla direnemeyeceğini anladı. Kendini Bülent Ersoy'un canlı yayında bayılması gibi, ağır çekimde yere bıraktı. Oğuz, "Bayılma numarası yapıyor" dedi Barış'a açıklama yapmak ister gibi. Biz zaten numara olduğunu biliyorduk çünkü. "Fizik sınavı öncesi de bi kere yapmıştı hatırlıyor musunuz onu?"

"Bir kere de Merve ondan ayrılmasın diye yapmıştı."

Oğuz, arabanın kapısını açıp aşağı indiği an; bayılma numarası yapan Gökhan da hızlıca ayılıp kendini arabadan dışarı attı ve kaçmaya kalktı. Kas gücü, genç irisini bedenin ayakta tutmaya yetmedi ve boş bir poşet gibi Oğuz'un ayak ucuna düştü.

"Yer miyim lan ben..." dedi Oğuz Gökhan'ı kucaklarken. "Ben malımı biliyorum!"


Hastanenin aciline dalıp, Gökhan'ı güç bela hemşirelere teslim ettik. Durum o kadar şüpheliydi ki, doktor bizi iki saat sorguya çekti. Neyse ki şansımıza, Barış'ın kuzeni doktor olarak o hastenede çalışıyordu da, durumu öğrenince bizim küçük yalanımızı örtmek için elinden geleni yaptı. Gökhan'ın yuttuğu kas gevşeticiler zaten Barış'ın kafasındaydı. O yüzden midesinden de bir şey çıkmayacaktı.

Gökhan'a müdehale edilirken, kapının önünde bir tek ben vardım. Oğuz ve Sinan birden yok olmuş, Barış kafasını temizlemek için tuvalete gitmişti. O sırada benim endişeli göründüğümü fark eden Barış'ın kuzeni yanıma geldi. Tıpkı Barış gibiydi. Uzun, sarışın ve rahat... "Merak etme, hiçbir şey olmayacak arkadaşına" dedi gülerek. "Ama bir dahaki sefere sizi kurtaramam. Bundan sonra böyle dikkatsiz şeyler yapmayın. Böyle şeylerin şakası olmaz."

"Biliyorum doktor bey," dedim utanarak. "Ama arkadaşlarım bazen böyle şeyler yapıyor işte..."

"Yaprak'tı değil mi?" Güldü. "Barış senden bahsetmişti."

"Klinik vaka biri ile tanıştım diye mi anlatmıştı" dedim şakaya vurarak. Doktor, küçük bir kahkaha attı. "Bana akıl danışmaya gelmişti bir gün." Birden ciddileşti. Barış her an gelebilir ve kızabilirmiş gibi sesini alçalttı. "Normalde aşk meşk işlerinde çok özgüvenlidir. Asla kimseye akıl danışmaz. O yüzden şaşırmıştım..." Gülümsedi. "Bana bu defa çok farklı biriyle tanıştığını, o yüzden işin uzmanı birinden fikir almak istediğini söylemişti."

"Psikiyatrist misiniz" dedim sahte bir gülüşle. "Uzmanlığınız akıl sağlığı üstündeyse-"

"Hep böyle mi yaparsın" diye sordu cümlemi tamamlayamadan. Yüzümdeki yapmacık gülümseme soldu. Gözlerimi kırpıştırarak neyi kastettiğini anlamaya çalıştım. Aslında anlamıştım da, yine de anlamak istemedim. "Anlamadım" dedim çekinerek.

"Kaçmak istediğinde şaka mı yaparsın hep?"

"Sadece kaçmak istediğimde değil... Genel olarak hayatım şaka gibi olduğundan..." Cümlemin ortasında sustum. Haklıydı. Ve ben orada sadece oturmuş onu haklı çıkarmak için yine kendimce şaka yapmaya çalışıyordum. Benim düşen yüzümü görünce "Tamam tamam, asma suratını" dedi panikle. "Sadece Barış'ı kendine bu kadar aşık eden kızı merak etmiştim. O yüzden sohbet etmeye çalıştım ama beceremedim sanırım." Kafasını iki yana salladı. "Ozansoy ailesinin lanetidir..."

Tam, benim için aşırı gizemli olan Barış'ın ailesi ile ilgili bir şey duyacağım için kalbim hızlı atmaya başlamıştı ki, erkekler tuvaletinden çıkan Barış kadraja girince doktor bey ayaklandı. "Barış geliyor, ben kaçtım. Bir şeye ihtiyacınız olursa içerideyim ben."

Barış, kuzeninin kaçarak uzaklaşmasını görüp şüphelendi. "Ne konuşuyordunuz" diye sordu yanıma otururken. Islak sarı saçlarını, elindeki peçete ile beceriksize kuruluyordu. Kelimenin tam anlamı ile başına açtığımız işler yüzünden sorumlu hissettiğim için, peçete tomarını elinden alıp düzgünce saçlarını kurulamaya başladım. Barış, gülümseyerek bana bakınca birden "Saçların yarına kadar Hale teyzenin patates salatası gibi kokacak ya" dedim. Sırık doktor haklıydı. Baş edemediğim, panik olduğum ya da kaçmak istediğim her durumda şakam geliyordu.

Sırık bana gülüp, peçeteleri elimden aldı. "Ben hallederim" dedi usulca. "Zahmet etme."

Birkaç saniye hiçbir şey konuşmadan yan yana oturduk. Birden aklıma kütüphanede vedalaştığımız geldi. Barış'a dönüp "Seninle de öyle filmlerdeki gibi özlü sözlerle vedalaşmıştık falan ama," dedim usulca. "Yalan oldu galiba."

"Yalandı zaten."

"Ne? Mezun olamıyor musun yoksa?"

"Öyle değil," dedi gülerek. "Sana veda ederken ciddiydim. Kütüphaneden dışarı çıkarken arkama bir daha bakmayacağıma dair bir söz vermiştim kendime. Eğer kaderimizde bir gün birlikte olmak varsa da, o güne kadar bir daha seni asla düşünmeyecektim." Bakışlarını bana çevirdi. "Sana demiştim ya, insan sadece bir kez tanışmaz diye... Demek istediğim yıllar sonra yolumuz tekrar kesiştiğinde tekrar tanışabilir ve belki her şeye baştan başlayabilirdik." Mavi gözlerinin tam ortasında kocaman görünen siyah göz bebekleri parlıyordu. "Sonra kütüphaneden çıktım. Sadece iki adım attım. Geri dönüp, sana elimi uzatıp 'Ben Barış' dememek için kendimi zor tuttum kendimi." Bakışlarını hızlıca çekti benden. Beceriksizce gülümsedi. "İnsan aşık olunca zaman algısı biraz farklı oluyormuş." Elindeki peçete tomarını sıktı. "Özür dilerim" dedi usulca. Bana dönüp, içtenliğini belli etmek ister gibi sıcacık bir ses tonu ile "Çok özür dilerim, hiç yeri değildi" dedi.

"Lütfen bir daha ne olursa olsun benden özür dileme. Olur mu?" Elindeki peçete tomarını çekip aldım. Yanımdaki çöp kutusuna attım. "Sen ne zaman benden özür dilesen kendimi çok kötü hissediyorum" dedi sesimi alçaltıp.

Ben ne zaman kendimi kötü hissettiğimi söylesem beyni otomatik olarak özüt dile emri veriyor gibi "Özür..." dedi birden. Cümlesini bitirmeden durdu. "Dilemiyorum" dedi.

"Özür dilemiyorum." Baş parmağımı ona doğru salladım gülerek. "İşte ruh bu sırık oğlan."

"Eğer seni bir daha göremezsem son konuşmamız hastane tuvaletinin önünde olmuş olacak. Kütüphane daha iyiydi sanki."

"Unutulmaz bir anı olmuş olur işte."

İkimiz de güldük. Hangi anımız unutulur cinstendi ki?

İkimizin sessizliğini, sessize almayı unuttuğum telefonum böldü. Hastanede olduğumuz için panikleyip sirene yaptığım gibi, telefonu alıp üstüne oturasım geldi ama neyse ki kafam artık bir tık daha iyi çalışıyordu. Telefonu hızlıca açtım. Ali olmasını umsam da, Oğuz'du. İsteksizce "Efendim Oğuz" dedim.

"Yaprak bizi hastaneden attılar."

Omuzlarım düştü. Dişlerimi sıkarak "Her seferinde kişisel rekorunuzu kırıyorsunuz, tebrik ederim" dedim sesimi kontrol etmeye çalışıp. "İki buçuk dakikada ne yaptınız da attırdınız lan kendinizi?!"

"Yok iki buçuk dakikada değil ya... İki dakikadır otoparktayız biz. Otuz saniyede falan atıldık."

"Bekleyin orada, geliyorum!"

Telefonu arka cebime atıp, bana endişeyle bakan Barış'a "Sen Gökhan'ı beklesen burada olur mu" diye sordum. "Benim iki dakika sığır gütmem lazım da."

Barış anlamsız gözlerle bana baktı. O gece, bizimle birkaç saat geçirmek söylediğim şeyleri sorgulamaması gerektiğini ona en acı yoldan öğretmişti. "Tamam" dedim usulca. "Sen git, ben beklerim." Barış'a birkaç saniye duygulanınca istemsizce yaptığım kıvrık çenemle bakıp "Eyvallah reis" dedim. Denge politikası işte... Duygulanınca sığıra bağla.

Niye böyle biriyim ki...


Koşarak otoparka giderken Oğuz'un problem yaratma kapasitesini bildiğimden beklentimi öyle yükseltmiştim ki, onun tekerlekli sandalye tepesinde kendi kendine takıldığını görünce rahatladım. Beni görünce, hiçbir açıklama yapma gereği duymadan "Sence ben bununla yardırmaya başlasam, sırık da arabaya atlasa peşime düşse" dedi ciddiyetle. "Bana yetişebilir mi?"

"Geri içeri bırak onu, ayıp be!"

Ani bir firen yapıp ayak ucumda durdu. "Gökhan için çaldım ya," dedi. "Eve dönerken bindiririz, ben sürerim. Sırık sabaha kadar bekleyemez sonuçta."

"Doğru..." deyip, olduğum yere çöktüm. Ancak Oğuz'a hak vermek vücudumda tespiti güç semptomlara yol açtığından sanırım birden kaşıntı tuttu. Hızlıca kendime gelip "Öf, saçmalama. Taksiyle döneriz sabah" dedim saç diplerimi kaşırken. "Hale teyzelere ne desek bu arada ya? Gökhan'ın telefondan Ali'de kalacağım bu gece falan diye mesaj mı atsak?"

"Ben hallettim o işi" derken, cebinden Gökhan'ın telefonunu çıkardı. "Yeni manita yaptım geceyi onun evinde geçireceğim yazdım."

"Ne?!"

"Hale teyze sofrada öyle aşk çocuğu meşk çocuğu deyince... Ne bileyim, mutlu olur kadın diye düşündüm."

"Bir gün gerçekten kendini Gökhan'a öldürteceksin sen ya..." Gözüm, Sinan'ı aradı. Ama etrafta görünmüyordu. Cevabından korkarak "Sinan nerede" diye sordum.

"Bilmem. Hemşire bizi kovduktan sonra bir anda ortadan kayboldu."

Arkadaşlarımın hayal gücümü epeyce genişletmiş olması o an işime gelmiyordu. Aklıma saniyesinde yüzlerce saçma teori geldi. Elimi havaya kaldırıp hızla salladım hepsini kovmak için. Oturduğum yerde ayaklarımı uzattım. Elimle yerden destek alıp, usulca kafamı geriye attım. "Sence biz kaç yaşına kadar yaşarız" dedim usulca. "Bana çok yaşarmışız gibi gelmiyor."

Tekerlekli sandalyesi ile etrafımda fıldır fıldır dönmeye başlayan Oğuz "Yok be kızım" dedi. Filmlerde sevgilisinin etrafında arabayla patinaj çeken ana karakter gibiydi. Güldüm. "Biz ölümsüzüz bence" dedi etrafımda dönmeye devam ederken. "İnsanlar hatırlandıkça ölmez derler." Durdu ve bana baktı. "Nunu der..." dedi gülümseyip. Anneannesinin ismini her andığında yapardı bunu. "Bu şehir bizi asla unutamaz" diye bağırdı sonra. "Mesela bu hastanedeki doktorlar ve hemşireler bir gece ansızın şampuan içip acile gelmiş bir ergeni nasıl unutsun? Ya da hemşire kostümü içinde koridorda koşan beni... Hastane çarşafına dolanmış, yaşlı bir kadından dayak yiyen Sinan'ı..." Tekerlekli sandalyesi ile bana doğru yaklaştı. "Ya da bir bacağı kırıkken arkadaşının sırtına aldığı, düşürüp diğer bacağını da kırdığı o küçük geri zekalı kızı ve onu düşüren arkadaşını..." Ergenliğin verdiği coşku ve anı yaşamanın getirdiği özgürlük hissi ile "Sanki birlikte yüz tane hayat yaşadık" diye bağırdı.

Oğuz ne zaman böyle konuşsa, karnımda kelebekler uçuşurdu. Beynimiz yoktu belki. Ama kalbimiz çok büyüktü. Gülümsediğimi görüp şımarmasın diye kafamı yere eğdim. "Sen aniden böyle konuşunca garip hissediyorum" dedim usulca. "Salak çocuk..." Kafamı kaldırıp baktığımda Oğuz'u gördüm. Son sürat üstüme doğru geliyordu. Ben far görmüş tavşan gibi donakaldım, Oğuz kendini durduramadı. Ve iki ayağımın üstünden tekerlekli sandalye ile geçti.

Tarih gerçekten tekerrürden ibaretti. Bir değil, iki ayağım yine arkadaş kurbanı olmuştu. Çete ölümsüz müydü bilmem ama, Oğuz kesinlikle değildi. Çünkü onu ya Gökhan ya da ben önünde sonunda öldürecektik.


"Sizi iki dakika yalnız bırakmaya gelmiyor gerçekten." İki ayağım sarılı bir şekilde, Gökhan'ın sedyesinin yanındaki sedyede yatarken kendimi ne kadar sıksam da gözyaşlarım yanaklarımdan pıtır pıtır dökülüyordu. Barış, usulca yanıma çöküp "Çok acıyor mu" diye sordu.

"Yok yok, daha iyi," dedim titreyen sesimle. Barış'ın endişeli yüzünü görünce "Acıdan ağlamıyorum, valla..." diye yalan söyledim. "Duygulandım biraz. Aklıma sünnetim geldi."

"Ne?"

Hıçkırıklarım arasında, saçmalığıma hemen bir kılıf uydurdum. Yüzde yüz yaşanmış bir hikaye olan sünnet anımızı attım ortaya. "Çocukken bizimkiler sünnet olurken ben de onların sünnet kıyafetinden giymiştim kıskanıp." İki bacağımın sargıdan dolayı pergel gibi açık olmasını kastederek, "Çağırışım yaptı" dedim.

Barış hızlı öğreniyordu. Anlattıklarıma tepki vermedi. Sorgulamadı. Yargılamadı. Ayaklanıp, yanımızda duran sargı bezlerinden birini alıp yanaklarımdaki yaşları sildi. "Ezilmiş sadece, kırık falan yok neyse ki" dedi beni sakinleştirmek için. Barış'ın elindeki sargı bezini kapıp, burnumu sildim. O sırada telefonuma üst üste mesajlar geliyordu. Barış ile göz göze geldiğimde "Ali'dir belki" deyip elimi uzattım. Barış, köşedeki sehpada duran telefonumu bana verdi. Ancak beklediğimin aksine mesajlar Ali'den değil, vicdan azabı çeken bir omurgasızdandı.

4N1K
———
Oğuz: Yaprak iyi misin? Ne dedi doktor? Kırılmış mı? Ne olmuş?
Oğuz: Beni içeri almıyorlar. Şu an Barış’ın arabasının kaputuna kapandım ağlıyorum. N’olur beni affet!
Oğuz: Ayakların zaten çocuk ayağı gibiydi, bir de ben ezdim petibör bisküviye döndü! Nasıl yürüyeceksin o ayakla öyle sen?!
Sinan: Ne diyorsun lan sen? Ne yaptın Yaprak’a?
Yaprak: Tekerlekli sandalye ile ayağımı ezdi ayarsız herif!
Oğuz: Ağlıyorum.
Yaprak: Ben de.
Gökhan: Yaprak eğer benimle barışmak istiyorsan Oğuz’u affet. Oğuz benim her şeyim. Onun ağlamasına dayanamıyorum.
Yaprak: Geri zekalı. Elleme çocuğun telefonunu artık!
Gökhan: Şifresi hâlâ Merve’nin doğum günü. Bu çocuk hâlâ sarışına mı aşık acaba içten içe?
Sinan: Oğuz neredesin şu an?
Gökhan: Otoparktayım. Ağlama seslerini takip edersen beni bulursun.
Oğuz: Aaa, sen de mi otoparktasın? Ben de.
Gökhan: Şimdi içeri geçtim ben kardeşim, sedyeme yattım.
Oğuz: Tamam kardeşim benim, ben hâlâ otoparkta ağlıyorum.
Sinan: Gökhan niye otoparkta? Oğlum çocuğa sahip çıksanıza!
Yaprak: Gökhan yan sedyede uyuyor ya! Oğuz’un şizofreni saatleri geldi.
Oğuz: O kadar ayıp ki şu an. Gözyaşlarım ağzıma doluyor. Usulca boğuluyorum.
Sinan: Oğuz bekle beni orada, yarım saate ordayım.
Oğuz: Yarım saate mi? Neredesin oğlum sen?
Sinan: Dolmuşta bir teyzenin omzunda ağlıyorum.

Sinan'a cevap yazamadan, Barış yüzümün aldığı şekilden korkmuş olacak ki "Herkes iyi mi" diye sordu. Kafamı kaldırıp ona baktığımda, ben de onun yüzünün aldığı şekilden korktum. Çocuğu nasıl travmatize ettiysek, vereceğim cevaptan deli gibi korktuğu belliydi. Telefonun tuş kilidini kapatıp yastığın altına koydum. "Oğuz delirmiş" dedim rahat bir tavırla. "Bir noktada bekliyordum kafayı yemesini ama erken oldu." Barış boş bakıyor, ben boş yapıyordum. "Ben yirmi beşe kadar falan götürür diye düşünüyordum" dedim kendi kendime. "Sinan da dolmuşta bir teyze ile ağlıyormuş. Niye anlamadım."

"Sizin hızınıza ben hiçbir zaman yetişemeyeceğim."

"Oğuz söylemişti" dedim boş bulunup. "Tekerlekli sandalye ile gitsem, Barış arabayla bana yetişemez-" Barış'ın yüzünün giderek boş bakmanın ötesinde çocukken çizdiğim suratında kaşı gözü olmayan çizgi adamlara döndüğünü fark edince sustum. Göz altları da kararmıştı. Yorgun, bitkin ve şaşkındı. Üzüldüm. "Sen artık gitsene ya" dedim içtenlikle. "Valla bak... Akşamdan beri buralarda perişan oldun bizim yüzümüzden."

"Yaprak sizi nasıl tek bırakayım bu halde? İki dakika ortadan kaybolan buraya düşüyor!" O kadar haklıydı ki, şaka yapamadım. Çünkü hayatım şakanın ta kendisiydi o an. Barış birden sakinleşip, "Ali'ye ulaşabildin mi" diye sordu.

"Telefonu kapalı."

"O gelirse giderim. Ama o gelene kadar bekleyeceğim sizi. İtiraz kabul etmiyorum."

Mahcubiyetten küçüldüm. Teşekkür etmek istedim ama kafamı kaldırdığımda Barış'ın ayaklandığını gördüm. "Ben bir dışarıyı kontrol edeyim" dedi. "Bir şey olursa hemen ara. Tamam mı?"

Barış yanımdan ayrıldığı an gözlerimi sımsıkı yumdum. Bana karşı iyi olması bir yana, o gece tüm arkadaşlarıma karşı iyiydi. İlk kez, kavga etmiyorlar ya da küfürleşmiyorlardı.

O an Barış'a söylediğim şey geldi aklıma. Keşke beş yaşında tanışsaydık... O zaman ne farklı olurdu acaba?

Barış da bizim gibi geri zekalı olur muydu? Muhtemelen. Belki de öyle olsaydı, şu an yan sedyemde o yatıyor olurdu. Ya da Oğuz ile birlikte hastaneyi birbirine katıyor... Belki de daha çok Ali'ye benzerdi. Grubun anne ve babaları gibi arkamızı toparlardı. Belki de...

"Yaprak!" Daldığım yerden ismimi duyduğum an sıçrayarak çıktım. Gökhan'dı. Yan sedyeden bana sesleniyordu. "Gelsene iki dakika..."

Bir saattir baygın gibi yan sedyede yatan Gökhan'ı cin gibi gözlerle bana bakarken görünce ufaktan şaşırdım. "Sen uyumuyor muydun ya?"

Yattığı yerde dikleşti. Sırtını sedyenin başına yaslayıp, "Sırık gidene kadar gözümü açmadım" dedi. "Ters bir laf edecek mi acaba diye tetikteydim." Çarpık bir gülümseme kondurdu yüzüne. "Ee, eski alışkanlıklar bünyeyi kolay terk etmiyor." Yüzündeki gülümseme, piercingli kaşını usulca kaldırıp takdir moduna geçince soldu. "Ama helal olsun," dedi. "Sağlam çocukmuş. Takdir ettim."

Gökhan'ın benimle eskisi gibi konuşması ve sesinin iyi gelmesi öyle mutlu etti ki istemsizce mutluluktan kendi kendimi sarstım durduk yerde. Ayaklarım ezildiği için ayağa kalksam canım acırdı. O yüzden hemen söylediği gibi yanına gitmek için, sedyede ters dönüp dizlerimin üstünde doğruldum. Tavanda ters yürüyen korku filmi karakteri gibi, ellerimi Gökhan'ın sedyesine atıp hamamböceği pozisyonunda oraya atladım. Beni o halde gören Gökhan şokla "İçine şeytan mı kaçtı Yaprak" diye sordu. "Tövbeler olsun, yeminle korktum bak."

Yan sedyeye yumuşak inişimle birlikte, Gökhan'ın ayak ucuna gittim. "Oğuz ayağımı ezdi de, üstüne basamıyorum" dedim kendime yer açarken.

Benim debelendiğimi gören Gökhan, "Gel gel," dedi yana kayarken. Eliyle yanındaki boşluğa vurdu. "Yat şöyle." Gülümsedim. Doğru ya... Bir günlük soğukluk yüzünden aklım karışmış, yerimi ayak ucu sanmıştım. Dizlerimin üstünde sürünerek Gökhan'ın yanına gidip yattım. "Şimdi cidden sünnetim gibi oldu" dedi gülerek. "O gün de bizimle birlikte yatmıştın böyle sünnet yatağına da, annen delirmişti."

"Oğuz geri zekalısı çok korkutmuştu beni o gün hatırlıyor musun? 'Senin de memişlerini kesecekler, yok öyle beleşe sünnet kıyafeti' diye..." Gökhan, kahkaha attı birden. "Oğuz ile aramdaki ilişki çok sağlıksız ya," dedi gülerek. "Herifi aynı anda hem gebertmek hem de ömrümün sonuna kadar dibimden ayırmamak istiyorum. Valla ağır geliyor artık bu durum."

"Oğuz çocuğumuz gibi ya... Atsan atılmıyor."

"Ben neyim bu durumda?"

"Öfkeli amca?"

"Sinan?"

"Zampara enişte?"

"Ali?"

Utandım. Kafamı önüme çevirdim. Tırnak tiplerimi ittire ittire "Bilmem" diye geveledim ağzımın içinde. "Sen söyle..."

"Ali anne direkt ya" dedi beni rahatlatmak ister gibi, gevşek bir ses tonuyla. "Sen de..." derken, çenemden tutup beni kendisine bakmaya zorladı. "Sen kardeşsin" dedi. Ama beklediği duygusal efekti alamadı. Gözüm korkuyla kocaman oldu. Gökhan niye korktuğumu anlayamamış olacak ki, kaşlarını çattı. "Kardeşine yan gözle bakma şakası yapacaksın sandım, ondan ezildim büzüldüm" dedim çekinerek. Gökhan, bir kere daha güldü. Ardından, usulca elimi tuttu. "Şakasız söylüyorum bak şu an, beni iyi dinle tamam mı" dedi ciddiyetle. "Sen gerçekten benim öz kardeşim gibisin. Sana kızsam da, küssem de bunu hiçbir şey değiştiremez." O elimi sıktı, ben de ağlamamak için kendimi... "Ama bana bir söz ver. Bundan sonra ne olursa olsun benden hiçbir şey saklamayacaksın.

"Söz. Bundan sonra sizden hiçbir şey saklamayacağım. Ağzıma sıçacağınızı bilsem, yine de gelip dakikasında söyleyeceğim size her şeyi."

"Her şeyi ama?"

"Her şeyi! Bir gün yanlışlıkla katil olsam, gelip ilk sana itiraf edeceğim."

"Oğuz'u sana yar etmem ama... Onu biri öldürecekse, ben öldürürüm. Aklından çıkar onu."

"Anlaştık" dedim gülerek. "Artık sır yok aramızda. Asla!" Sonra boşta kalan elimle Gökhan'a nah hareketi yaptım. Gökhan ilk başta "Niye nah çekiyorsun lan şimdi" diye şok olsa da, sonra hatırlayıp "Haa," dedi. Gülerek o da bana 'nah' yaptı ve parmaklarımızı birbirine değdirdik. İlkokuldaki söz verme yöntemimizdi bu. Nah yaparken, iki parmağın arasından çıkan baş parmakları birbirine değdirir sonra serçe parmaklarımızı kenetlerdik. Serçe parmaklarımızı kenetlediğimiz an "Lan biz ne mal adamlarız ya" dedi. "İlkokulda çocuğumun arkadaşları ile böyle sözleştiğini görsem ormana terk ederim."

Gülerek ellerimizi çözdük. Geçmişe gittiğimizde otomatik açılan anı sandığımızdan duruma uygun başka bir anı tutup çıkardı. "Ortaokulda da yaşamıştık bunu bak" dedi. "İlk regl olduğun gün, bizden saklamıştın utanıp... Ali'ye söylemiştin sadece. Biz de Oğuz'la senin sıranda kan falan görünce ölüyorsun sanmıştık."

Utançtan okulun kızlar tuvaletinde kendimi duvardan duvara vurarak ağladığım o günü hatırlamak hoşuma gitmedi. Yüzümü buruşturup "Gökhan yani... Yeri mi şimdi" dedim.

"O gün Ali'yi kıskanmıştım. Niye bize söyleyemediği şeyleri ona söylüyor... bizi onun kadar sevmiyor mu diye."

"Utanmıştım" dedim çocuk gibi. "Ali'ye de ben söylememiştim ki, o fark edip uyarmıştı beni." Güldüm. Harbiden de, öyle olmuştu. Ali fark etmiş, sonra kimse çaktırmamak için ceketini belime bağlamıştı ve sınıftan çıkarmıştı beni. Ama sonra tekrar utançtan kendimi duvara vurma görüntülerim HD olarak zihnime doluşunca "Kapatalım bu konuyu valla yine yerin dibine girdim" dedim hızlıca.

"Benden utanma artık manyak!" Hafifçe elime vurdu. "Ben beni güvenilir bölgen olarak gör istiyorum. Her şeyini benimle paylaşabil, hiçbir konuda benden çekinme istiyorum."

"Modern anne Hale Karademir'in oğluna bak sen... Eee, genler yalan söylemiyor demek ki."

"Modern anne demişken... Annemlere haber verdiniz mi? Merak etmişlerdir."

"Oğuz halletti onu." Sedyede sinirden tepinip bizi aşağı düşürmesin diye elimle çarşafa sımsıkı tutunup "Senin geceyi bir kızın evinde geçirdiğini düşünüyorlar" dedim.

Gökhan, derin bir nefes aldı. Gözünü, boşluğa dikti. "O sürahiyi..." dedi usulca. Birkaç saniye bekledi. "O sürahiyi elimden bırakmayacaktım."


Sabaha karşı, Barış, Gökhan ve ben yan yana hemşire masasının önünde taburcu işlemlerimizi hallederken kasları sonunda bedenini taşıyacak hale gelen Gökhan için çaldığımız tekerlekli sandalyenin tepesinde ben vardım. Hayat işte, sürprizlerle doluydu.

İşlemler bitmek üzeretken, saatin kaç olduğunu kontrol etmek için cebimden telefonumu çıkardım. Ancak saatten önce, Ali'nin cevapsız çağırları ve mesajları çarptı gözüme. Yarım saat önce açmış telefonunu ve henüz görmüştü durumları. Defalarca aramış, mesaja atmış ama görmemiştim. Kapının önünde beklediğini yazalı ise yalnızca birkaç dakika olmuştu. Kuzeni ile konuşan Barış'a "Ali kapıdaymış, siz halledersiniz gerisini" deyip hızla sandalyemi son sürat kapıya doğru sürmeye başladım.

Kapıdan dışarı çıktığım an, kapıda korku doku gözlerle duran Ali hızla rahatlayıp yanıma koştu. Yüzü yara bere içindeydi. "Ali! İyi misin, ne oldu sana?!"

"Asıl sen iyi misin?!" Dizlerinin üstüne çöküp ayak bileklerimi tuttu dikkatlice. "Çok acıyor mu? Kırık var mı? Çatlak?"

Ayağımı sallayıp, elini ittirdim. Asıl konu, o olmalıydı. "Ali!"

"Bisikletten düştüm gelirken" dedi pes edip. Dizlerime dayadı başını. Buram buram alkol kokuyordu. Gece telefonu kapalıyken ne yaptığı belli olmuştu. Kafamı suçunu yakalamışım gibi, iki yana salladım. "Sarhoş musun sen bakayım?"

Başını dizlerimden çekip kendini geriye attı. Kötülüklerin anası gibi kokarken, cebinden kötülüklerin anne yarısı sigarasını çıkardı. Parmaklarının arasına sıkıştırdığı sigarayı tersten taktı yanlışlıkla. Tütün alev alev yanarken, "Hayır" dedi. "Değilim."

İnkar mekanizmasının temsili ters yanmış sigarasını yere atıp ayağı ile söndürdü. Kocaman bedeni, utangaç tavrı ile birleşince gözüme o kadar sevimli geldi ki... Uzanıp saçına dokundum yavaşça. "Acıdı mı?"

"Acıdı." Kafasını kaldırıp, yeni doğan güneşin parlattığı koyu kahverengi gözleri ile bana baktı. "Ama düşmek değil," dedi saçlarındaki elimi kavrayıp yanağına yerleştirirken. "Bu gece yanınızda olamamak..."

Yanağındaki elimle, gamzesinin olduğu yanağı sevdim bebek sever gibi. "Telefonun kapalıydı, haber veremedim" dedim.

"Gökhan iyi mi?"

"İyi tabi ki! Sence Gökhan'a herhangi bir şey olabilir mi?"

Gökhan'ın adı geçince tekrar yüzü düştü. Benim gibi, o da onu kaybetmekten o kadar korkmuştu ki ağzımdan çıkacak cümleleri diken üstünde bekliyordu. Hepimizin birbirine sevgisi eşitti. Ama bazılarımız, farklı bağlarla düğümdük. Ali ile Gökhan'ın da kendilerine has bir düğümü vardı bağlarında. Belki de ikisi de çocukken kardeşlerini kaybettiği içindi. Belki de ikisi de, kardeş kaybetmenin acınısını bilip birbirlerini hiç bırakmayanlarına yemin ettikleri içindi. Ama bir sebepten, Ali Gökhan ve onun kırgınlıkları konusunda hep aşırı hassastı. "Affetti bizi, merak etme" dedim onu rahatlatmak için. Ancak Ali daha tepki verememişti ki, "Çocuklara da bizden bahsettim" dedim. Rahatlayamadan tekrar gerildi. Onların tepkisinden korkmuş gibi gözleri kocaman oldu. "Panik oldum birden, dayanamadım söyledim."

"Ne tepki verdiler peki?"

"Saçmaladılar." Güldüm. "Kızmalarından iyidir... Değil mi?"

"Aşk olsun Ali... Sana çok kızgınım." Oğuz, koşarak gelip Ali'nin sırtına atladı. Birlikte yere düşerlerken, "Ben dururken Yaprak'a aşık olmanı biraz tuhaf buldum" dedi gülerek. Arkasından gelen Sinan, gözlerini kıstı şüpheci bir tavırla. "Son dönemde bu tür şakaları arttı farkında mısınız?"

"Maskülenliği ile barışık her erkek gibi bu tür şakalar yapmaktan gocunmuyorum."

Sinan da yere çökerken, Ali küçük bir şok yaşıyordu. Onların vermesinden çekindiğimiz tepkinin bu oluşu, epeyce sarsmıştı bebeğimi. Gözlerini kırpıştırarak "Kızmadınız mı size geç söyledik diye" diye sordu.

"Gökhan dramatik bir tepki vermemiş olsaydı birkaç gün trip atardım yalan yok," dedi Sinan. "Ama o hepimizin yerine olayı büyüttü zaten. Gerek kalmadı."

Ali bir bana, bir bizi rahatlatmak için işi şakaya vuran dostlarımıza çevirdi. Benim "işler sarpa sararsa şakaya vur" savunma mekanizmamın neden geliştiğini o an anladım. Oğuz kedi gibi Ali'ye sırnaşarak, "Benim kafamı karıştıran bir şey var şimdi..." dedi ağzının içinde mırın mırın. "Sizin çocuğunuz olursa ben amca mı oluyorum hala mı?"

Oğuz'un Ali'ye sırnaşmasın kıskanmayım diye Sinan da bana sokuldu. "Seni bilmem ama ben dünyanın en havalı dayısı olacağım." Usulca sarıldı bana. Ona hala şok içinde bakan Ali'ye dil çıkardı. "Ben her zaman kız tarafıyım kusura bakma."

Ali, kanında akan alkolün verdiği ve arkadaşlarının perçinlediği duygusallığı yara bere dolu yanağından gamzesine doğru akan ince bir damla gözyaşı ile saldı. Ben tam fazla sevginin ayarsız sıcaklığı erimiş marşmelov gibi olmuştum ki Oğuz benden önce davranıp "Dağ gibi çocuğu ağlattın" diye bağırarak sarmaladı Ali'yi. "Tamam tamam ben erkek tarafı olurum." Kafasını Ali'nin omzundan kaldırıp bana baktı. "Hala mı oluyorum yani şimdi?"

"Sizi çok seviyorum." Ali, Oğuz'un küçük bedenini tek eli ile kaldırıp kendine çekti. Cidden sarhoş diye geçirdim içimden. Gülümsedim. Hala, dayı, teyze, anne, baba... ne olursak olalım, günün sonunda her zaman dost kalacağımızı bilmek ihtiyacım olan tek doğruydu. Ve hiçbir yanlışın onları götürmesine izin vermeyecektim.

Ali ile neredeyse burun buruna olan Oğuz kendini geri çekip burnunu kırıştırdı. "İçtin mi lan sen" diye sordu kedi gibi onu koklamaya devam ederken.

"Yok" diye yalan söyledi Ali. Oğuz ile içe içe geçtiklerini fark ettiği an söylediği yalana kimseyi inandıramayacağını anlamıştı sanki. "Biraz..." diye itiraf etti.

"Gökhan seni görüp ibret alsa keşke... Bak, çocuk içince edebiyle duygusala bağlıyor sadece."

Oğuz'un gözü bana kaydığında muhtemelen duygusallığın bünyemdeki çirkin etkisi olan içe bükelen suratımı gördü. "Yaprak suratını şöyle yapma" dedi tekerlekli sandalyeme vurup. "Ayrılacak çocuk senden!"

"Ayrılmam." Ali, tekerlekli sandalyemi kendine çekip usulca dizlerime doğru yattı. Sonra Oğuz ve Sinan'ı da çekti bize doğru. "Sizden de ayrılmam..." Dizlerimin üstündeki elimi tutup, öptü. Bunu gören Oğuz "Önce annemle babamın yakın arkadaş olmadığını öğrendim. Şimdi sizin..." dedi sahte bir sitemle. "Ne zorsun ahir zaman ya..." Sargılı ayağımla Oğuz'un kafasına vurunca "Şaka kaldıramayacaksınız ayrılın şimdiden valla" diye bağırdı. "Benim bir süre şaka malzemem bu, ne yapayım!"

Sinan, yüzünü astı. "Yaprak bile manita yaptı ben hala boştayım..." dedi. "Asıl şaka bu bence."

"Beni yine dışlıyorsunuz demek." Elinde çıkış kağıtları olan Gökhan, hamur gibi girdiği hastaneden heykel gibi sert çıkmıştı. "Manita dayanışması mı? Artık ben üçüncü teker mi olacağım hep?"

O geceki hassas noktam Gökkuş'umu tekrar asık surat görünce ayağımla bacağıma yapışan iki keneyi kışkışladım. "Gökhan, saçmalama" dedim korkarak.

"Şaka lan şaka" dedi Gökhan. Sonra ilk kez Ali ile göz göze geldi. Parmağını ona doğrultup, yüzüne en ciddi ifadesini yerleştirdi. "Eğer Yaprak'ı üzersen ben de seni üzerim Ali" dedi sertçe. Sonra bana çevirdi parmağını. "Eğer sen de Ali'yi üzersen, seni de üzerim." Yutkundu. Ne zaman böyle konuşma yapsa, biraz saçmalardı. Sonra Tedx konuşmacısı havalarına devam ederek "Birbirinizi üzerseniz, bu ikisini üzerim" dedi Oğuz ve Sinan'ı işaret edip. Kaşlarını yukarı kaldırdı. "Ben üzülürsem, kendim üzülmüşümdür. Ama hayat bu... Üzülmek de var."

"Duygusallaşınca kafası karışıyor."

"Cümlelerinde kayboldun di mi lan?"

Gökhan pes etti. Yüzündeki ciddi ifadeyi bozup, "Evet" dedi kocaman bir gülümsemeyle. Kendini bizim yanımıza atıp yanımıza çöktü. "Ama siz beni anlarsınız zaten."

Biz, duygusallık ve kafa karışıklığı ile birbirimize geçmiştik ki Barış'ın kocaman gölgesi üstümüze düştü. Hepimiz çiçek gibi açılıp birbirimizden ayrıldık ve sırığa döndük.

"Duygusal anınızı bölmemek için şurada bekliyordum ama sonra rahatsız hissettim izlediğim için... Özür-" derken bana verdiği söz aklına gelmiş gibi durdu. "Gidiyordum da son kez görüşürüz demek istedim."

Sinan hemen ayaklandı. Elini uzatıp "Her şey için teşekkürler Barış. Zahmet ettin o kadar..." derken, elini sıktı sırığın. Kırk yılda bir denk gelen sığır ve sırık buluşması görenlerin gözlerini yaşarttı dememek için zor tuttum kendimi. Kıkırdadım. Anlamsızca hoşuma gitmişti bu görüntü.

"Çok sağ ol ya... Cidden." Gökhan da katıldı Sinan'a. Onu uğurlayacakmış gibi ayaklandı o da. "Bir de kafana kustuğum için özür dilerim. Tatsız oldu biraz..."

"Alıştım artık, sorun yok" dedi Barış gülerek. Elini son kez havaya kaldırdı. Tam arkasını dönüp gidiyordu ki, sessizce olanları seyreden Ali "Barış," dedi aniden. Nedense, kalbim güm güm atmaya başladı. Kötü bir şey söylerse ya diye korktum. Ama Ali, bildiğim Ali'ydi. İyiliğe kötülükle karşılık vermezdi. Gülümseyip, "Dikkatli kullan" dedi.

Barış ilk bir afallasa da hızlıca toparladı. Ali'nin yere devrilmiş bisikletini ve yüzündeki yaraları kastederek "Sen de Ali" dedi. Son kez gülümsedi ve kocaman adımlarla yanımızdan ayrıldı.

"Bu çocuğa da ayıp ettik ha..." dedi Gökhan benim tekerlekli sandalyemi usulca ittirirken. "Bugün sabaha kadar burada bekleyince suçlu hissettim kendimi."

Ali, Gökhan'ın elinden beni aldı hızlıca. "Ödeşiriz, merak etme" derken, sandalyemi o itmeye başladı. "Ne zaman bize yapılan iyiliği karşılıksız bıraktık?"

Ali'nin yerdeki bisikletini kapan Oğuz koşarak bize yetişti. "Mezuniyet balosu ne zamandı ya? Yok mu Yaprak'a yolladığı topukluyla elbiseyi giyip Barış'ın mezuniyetine gitmem?"

"Yok kanka" dedi Gökhan sertçe.

"Sadece fikirdi."

Gökhan, Oğuz'u ittirip "Ben çok acıktım ya..." dedi bize doğru yaklaşıp. "Midemi yıkadılar, içerisi bomboş."

"Hadi bize gidelim. Size kahvaltı hazırlarım."

Sinan ellerini cebine atıp "Sen var ya sen," dedi bana bakıp. "İyi yere kapağı attın ha..."

Ali, tekerlekli sandalyemi usulca sürerken bizim üç evcil sığırımız da arkamızdan geliyordu. Yol boyu yapılan tatsız şakalar, ara ara açılıp tüm mahalleliyi uykusundan sıçratan siren ve bolca didişme... Huzurun formülü buymuş desem, akıl sağlığım hakkında endişelendirir miyim acaba insanları diye düşünmeden edemedim.

Ama, buydu. Huzur, bazıları için oldukça gürültülüydü.

O akşam eve döndüğümde sargılı ayaklarımı görüp deliye dönen canım annem beni yine okuldan alıp, bizim çocuklardan uzaklara Almanya'ya kaçak işçi olarak göndermekle tehdit etti. Ben, odağını dağıtmak için sevgilim var diye itiraf ettim. Sonra sevinçten tüm mahalleyi çınlatan şen kahkahalar eşliğinde göbek atarken, sevgilimin Ali olduğunu söyleyince tekrar sinir krizi geçirdi. Bir, "Sen yıllardır o yüzden mi Ali'ye gidip gidip kalıyorsun" diye çıldırdı, bir "Ali efendi çocuk aslında" diye kendi kendini sakinleştirdi. Anneme, Ali'nin ceza sahasına girmediğimi; Ali ile eskisinden tek farkımızın arada duduşunu öpmek olduğunu öpüşme kısmını dahil etmeden nasıl anlatabileceğimi kestiremediğim için mecburen delirmelerini çekmek zorunda kaldım. Bir ara annem Ali'yi aradı. "Artık sizin eve salmam bu kızı" dedi. Sonra pişman olup "Ben size güveniyorum, çevreye güvenmiyorum" dedi. Sonra bu dediğini kendi de saçma buldu, kıvırdı. "Çevre önemli değil de, babası sorun" dedi. Babam olanları duyup, "Ben kızıma güveniyorum" diye bana destek attı. Annem bu sefer babama sinirlendi, "bu kız hep senin yüzünden böyle oldu" diye söylendi. Ama neyse ki kriz Ali'nin bir şekilde annemi ikna etmesi ile son buldu.

Hatta öyle bir ikna etmişti ki, bir ara annemi internetten gelinlik modeli bakarken yakaladım. "Kız sen mi alcaksın Ali'yi, ben mi bu ne heyecan" dediğim için kafama terlik bile yedim.

Canım annem... Her daim formundaydı işte.

O gece formunda olan tek anne, benimki de değildi. Hale teyze, gecenin en skorer annesiydi.

4N1K
———
Gökhan: Şu an Oğuz sığırı yüzünden yaşadığım şeye inanamıyorum. Annem geceyi bir kızla geçirdiğimi düşündüğü için bana güvenli seksin ve korunmanın ne kadar önemli olduğunu anlatıyor!
Yaprak: Sessizce dinle, tamam de geç… Kadıncağız kendince iyi bir ebeveyn olmaya çalışıyor işte.
Oğuz: Kanka annenin anlattıklarını ses kaydı alsana. Annemle babama atacağım.
Ali: Senin için maalesef artık çok geç Oğuz.
Oğuz: Oha, Ali şaka yaptı. Ben bunun üstüne karşı şaka yapmam… Agamın şakası üstüne şaka yapılmaz.
Sinan: Anneye bak be… Benimki en son beni odamda bi kızla oynaşırken bastığında beni hadım ettirip ananemlerin yanına köye sürmekle tehdit etmişti.
Gökhan: Prezervatif nedir, ne için kullanılıra geçti şimdi. Neymiş, Amerika’da liseye geçen çocuklara bunlar derste öğretiliyormuş… Delirip “Benim adım Gerald mı?! Sen Paskalya çöreği yapan Mary Rose musun be kadın” dedim diye ağlamaya başladı.
Oğuz: Anne benim korunma yöntemim kendim olmak de.
Yaprak: O ne demek be?
Oğuz: Kendi olunca kızlar bundan anında kaçıyor ya… En etkili korunma yöntemi işte. Sıfır risk.
Sinan: Gökhan bana saklasana lan bir iki tane. Sen kullanmıyorsun zaten, belki bana lazım olur.
Oğuz: Eline mi takacaksın kanka?
Ali: Yaprak sen bi çıksana şu gruptan iki dakika…
Yaprak: Olmaz. Gökhan’a söz verdim ben. Artık aramızda gizli saklı yok!
Ali: O zaman ben iki dakika çıkayım da, sevgilinin çirkin yüzünü görme. Yoksa edeceğim küfürler için herhangi bir korunma yöntemi olmadığı için tatsız şeyler yaşanabilir.
Ali gruptan ayrıldı.

Ayağımın ezilmesinin üstünden iki gün geçmişti. Alt komşum, ailemizin huysuzu Tuna da tıpkı benim gibi kırık ayakla tekerlekli sandalyeye mahkum olduğundan Kadriye teyzenin zoru ile bizim eve gelmişti. Balkonda ayaklarımız puf minderlere dayalı, yan yana duvarlara çentik atıyorduk.

"Seni kıskandım," dedim dedim sargılı ayaklarımı sallayıp. Aklıma, düğün gecesi Tuna'nın da Gökçe'nin ayaklarını ezdiği geldi. "Salgın var herhalde, herkes ayak bacak kırıyor."

"Salgın ne biliyor musun Yaprak? Salgın sizsiniz! Sen ve o virüs arkadaşların!" Tuna'nın aniden nükseden 'çete' nefretine şaşırıp ona doğru döndüm. Etrafta bile yoklardı, niye sinirlenmişti ki şimdi?

Aklımdan geçen soruyu, tahmin etmiş gibi, "Oğuz'a söyle, beni gizli numaralardan arayıp İzmir'i üç gün içinde terk etmezsen babaneni kaçıracağız, biz yaşlı kadınları kaçırıp saatlerce örgü ördüren bir çetesiyiz falan demesin!" dedi. Dişlerini sıktı sinirle. "Kendini komik sanıyor, zavallı."

O kadar komikti ki aslında, gülmemek için kendimi zor tuttum. "Aslında daha da kötüsü..." dedim kendimi sıkarken. "Komik de sanmıyor. Bunları gerçekten ciddi ciddi düşünüyor."

"Babanemi kaçırmayı ciddi ciddi mi düşünüyor?!"

"Yok. Bu yalanına inanıp İzmir'i terk edeceğine falan..." derken pes ettim. Oğuz'u on iki senede ancak çözdüğüm için, on iki haftadır ona maruz kalan Tuna'dan onu anlamasını bekleyemezdim. "Aman, boşver sen. Takma onu."

Annemin hazırladığı meyve tabağındaki meyveleri yerken, tabağıma konan sineği elimle savuşturdum. Ağzıma attığım kirazın çekirdeğini balkondan aşağı tükürürken, onların balkonuna düşen çöplerin kaynağının ben olduğumu anlayan Tuna ağzını açtı bana saydırmak için. Ondan önce davranıp, saçmaladım. İkinci savunma mekanizmam... Şaka yap ya da saçmala. "İkimizi birleştirince dört kol, iki bacak, sıfır ayak garip bir şey oluyoruz ha..." dedim sırıtarak. "Ne acayip şey..."

"Ben sanırım gerçekten İzmir'i terk edeceğim" dedi kendi kendine. "Sizin beyinsizliğiniz bana artık ağır gelmeye başladı. Entellektüel kibirim yüzünden, evrenin bana verdiği cezalarsınız resmen!"

Birkaç gündür üst üste beynim üstünden tatsız şakalar yapıldığı için artık biraz ağırıma gitmeye başlamıştı. Dudağımı büzüp, "Seneye sınavda ben ne yapacağım ya..." dedim endişeyle. "Bu kafayla bizim evi bile tutturamam ben." Birden aklıma sınava girecek tek kişinin ben olmadığı geldi. "Ya bizimkiler üniversiteyi kazanıp gider de, ben burada tek kalırsam?"

"Onlar da sizin evi yazar tercihlere, sıkma canını. Kazanabilecekleri maksimum yer de burası zaten."

"Entellektüel kibir ne oluyor acaba diye düşünmüştüm az önce sen cümle içinde kullanınca." Gözlerimi kıstım sinirlenmişim gibi. "Anladım şimdi!"

"Güzel. Türkçe'de sayemde iki net fazladan yaparsın. Kelimeleri yan yana getirip anlama yetine katkına bulundum."

Aslında sinirlenmemiştim. Tuna ile didişmek hoşuma gidiyordu sadece. "Tuna..." dedim birden durulup. "Eğer seninle de liseden sonra başka şehirlere düşersek çok üzüleceğim." Kafamı, sandalyemde geriye attım gülerek. "Biliyorum benden nefret ediyorsun ama..."

"Ben de," dedi Tuna birden. Bana bakmamaya özen göstererek "Senden nefret ediyor olmam seni sevdiğim gerçeğini değiştirmiyor" diye bir itirafta bulundu.

Şoktan ağzım bir karış açılırken, meyveme dadanan sinek neredeyse ağzıma kaçıyordu. "Ne dedin sen az önce?!"

"Sana karşı içimde yaşadığım ikircikli duyguları açıklamaya, sevgi ve nefretin felsefik özünü seninle tartışmaya-" Popomla sandalyemi ittire ittire ona sokuldum. Cümlesini ve içinde geçirdiği anlamını bilmediğim kelimeleri umursamadan sözünü kestim. "Şimdi sen beni seviyor musun sevmiyor musun kardeşim onu bi söylesene bana düzgünce!'"

Tuna, yine derin mevzulara dalıp "Sevgi ve nefret bir spektrumdur. İnsan-" derken yakasına yapıştım. "Ay sıçarım senin entellektüelliğine de kibirine de ha! Beni seviyor musun?!"

Demek istediği bal gibi de anlamıştım aslında. Ama onu kışkırtmak hoşuma gidiyordu. Anlatmaya çalıştığı şeyi kanıtlar gibi spektrumda nefret köşesine doğru hızla savurmuştu beni. "Tam şu an cevap verecek olursam senden nefret ediyorum Yaprak Ayvaz" dedi. "Sesin, yüzün, o ezilmiş çirkin otuz iki numara ayakların! Tüm hücrelerimle senden tek tek nefret ediyorum." Tekerlekli sandalyesini eliyle ittirerek balkonda geri geri gitmeye başladı. "Midem bulanmaya başladı şu an tiksintiden, yüzüne bakmak istemiyorum." Balkon duvarına toslayıp durdu. Eliyle kulaklarını kapattı. "Sesini duymak bile canımı sıkıyor! Bir gün gerçekten hipnoz olup, seninle ve o tek hücreli arkadaşlarınla ilgili bütün anılarımı sildireceğim! Beynimde yer kaplamanız, size ait anılarımın olması kendime olan öz saygımı yitirmeme sebep oluyor!"

Tuna kendi kendine sayıklar gibi bana nefret kusarken, kendine geldi işte diye geçirdim içimden. İşte tanıdığım Tuna Karaman buydu. Böyle de kalmalıydı. Bazılarının sevgi dili, farklıydı. Başkaları duysa, çözemezdi. Birine anlatsan, anlamazdı. O yüzden özeldi.

Tuna'nın hakaretleri bir kulağımdan girip, diğerinden çıkarken sandalyemde geriye yaslandım. Ağzıma bir üzüm atıp, "Evim evim, güzel evim" dedim gülerek. Kaostan mu besleniyordum, alıştığım sevgi hep kaotik ortamlarda mı filizleniyordu bilmiyorum. Ama ev deyince, sessizlik aklımın ucundan bile geçmiyordu.

Ev, gerçekten de dört duvar bir çatı değildi.

Ev bazen, dilinin kemiği olmayan kızıl saçlı biriydi.

Ev bazen, her yerde ortalığı birbirine katan aptal bir ergendi.

Ev bazen, şampuan içip hastaneye düşerdi.

Ev bazen, penguen kostümüyle düğünde ağlayarak dans ederdi.

Ev bazen, bir doksan iki santimdi.

Ev bazen, gamzeliydi.

Ev bazen... bir avuç aptal liseliydi.

Yorumlar

Yorum yapmak için giriş yapın.

11.11.2025
Mahvoldum
06.11.2025
Ölürüüüüüm ölürüüüüm
06.11.2025
Cjlsnsşdkdğ gerizekalııııı
06.11.2025
Ya gerizekalı ahdkdmdşfkşd olmaz o iş çekil bakim
06.11.2025
Agoansşksğekşenf
06.11.2025
Aşkilatolarım ya ahahahhahah
04.10.2025
Haca olabilir mi haca? PUHAKANSKSBSN
Gökkusun sevgisi istek değil ihtiyaç
Okumayı en sevdiğim yerlerden biri şüphesiz Gökhan'ın yaprağa abilik yaptığı yerler ya
Kaptık göndermeyiii
Sonuna kadar arkandayız
Oğuz..
Olan hep barışa oluyo ya şu cocun yüzü bi gülsün artıjk
29.08.2025
Nasi yaa barışta aşırı sayisalci vibei vardi
26.08.2025
o da onun love language
26.08.2025
travma oldu çocuğa
26.08.2025
müthiş çözülmüş kdlldld
26.08.2025
bence de yaprak kıymetini bil
26.08.2025
sürpiz son
26.08.2025
hocam ben ikna oldum
26.08.2025
Ali'nin ve Yaprak'ın kızları çok şanslı olacak ya nddkdkd
26.08.2025
bir ship kilidi daha açıldı
26.08.2025
aşkım o zaman alkolu birakıcan ablanı dinlicen telini şarj edicen
26.08.2025
lan herkese de bişi olmuş aw
26.08.2025
haksız da sayılmaz şimdi ondan küstü zaten dkdkddlf
26.08.2025
Ali neden bu kadar comfort zone olmak zorundasın annem djsklskdlds
26.08.2025
ısırcam ki
26.08.2025
toksik friendship jdkdkkdd
26.08.2025
:3
26.08.2025
BALİ MENTİONED
26.08.2025
evet o yüzden kızı sal
26.08.2025
ekibin en avel ismi jdkkdsdlkfd
26.08.2025
bu çocuğun teleofonu ne zaman şarj oluyor aw
26.08.2025
bayılıyorum müthiş kaotikliğinize
26.08.2025
olm bu ne djsksmslsk
26.08.2025
Yaprak Ali ile sevgili olmasa bu yazıya belki woaoow derdim ama şu an çok rahatsız edici ve manipülatif geliyor
26.08.2025
ya sen ne anladın ümitlenion yarmagül
26.08.2025
yeni ship kilidi açıldı gökbar hem belki alyapımı salarsınız njdkdkd
26.08.2025
Sinan artık bunu yapacağını sanmıyorum jdkdkdf
26.08.2025
alkol alsalar bi de ne olacak
26.08.2025
Barış: "aşk için katlandığım şeyler"
26.08.2025
Allah'tan kitap çift sonlu
26.08.2025
siz niye sayısal seçtiniz ki zaten
26.08.2025
adam bu halde bile yaratıcı
26.08.2025
oğuzu kritik anlarda bir yere götürmemek lazım hdjdkdd
26.08.2025
Bu kitap en iyisi balinin olması ile bitsin dayanamicam yaprak zaten karar veremiom çekil aradan
04.08.2025
Offf barisi yicem
04.08.2025
Alı ve oguz hak ettiysek eyvallah
04.08.2025
Dua et ali yaprağı ezdigini öğrenmedi
04.08.2025
Zampara enişte zampara dayı oldu
04.08.2025
Herkes ali barış kavgası yaparken ben çocukluğumdan beri oğuza aşığım soyadımız bile aynı yaa
04.08.2025
Küfürbaz kıskanç ama çok güzel seviyor
04.08.2025
Ya yerim ben hepinizi
04.08.2025
Onların drama queenlik
04.08.2025
Bu hareketi bende 10 yaşındayken arkadaşlarımla yapıyordum jds#kskksksk
04.08.2025
Bende aynı fikirdeyim ama size kiyamazdim
04.08.2025
Ya gökkuşumm
04.08.2025
Bizde yetişemiyoruz zaten
04.08.2025
Biz sizinle büyüdük çetem
03.08.2025
Gökkuş yazık ya midesi yıkana yıkana çekip kuculcek
01.08.2025
Eyvah
01.08.2025
Her gün ben şalağalşala
01.08.2025
Şapakalaplqq
01.08.2025
Uuuu
31.07.2025
HAKAHSHAJSNJSJKÖA
31.07.2025
ağlamakkkk<3
31.07.2025
ya jnmlkadmşkşaskd
31.07.2025
:')))))
31.07.2025
tam benlik soru, beynimiz o kadar aynı çalışıyor ki oğuzkuşumla
31.07.2025
çok salaksınız ve sizi çok seviyorum
husband material
Ya mesela alinin sürekli emre ile olan konuşmalarını okuyoruz bir kerede barışın yaprağı anlattığı kısımları okusak
28.07.2025
barış ben sana cok uzuluyom sana da birini yapalım nolur artık
28.07.2025
BEN BARISA COK UZULUYORUMEJXPEKXOEPXÖDJXPDMXJDPXÖDJXPEÖXEK
28.07.2025
yaprak bacim NAPİYON
27.07.2025
YAAAAAAAAAAÂ
27.07.2025
Lan aliye noldu
27.07.2025
@sadecenehir my type*
27.07.2025
Gökhan benim my tipe sakasiz
27.07.2025
@sadecenehir my type*
27.07.2025
@lavixia +1
27.07.2025
Gökhanı her seferinde yiyesim geliyor normal mi
27.07.2025
Gökkuşla küs kalınmaz ki zaten
27.07.2025
Ortalıkta yokken bile güldürmeyi başarıyosun Oğuzkuşum
27.07.2025
Gökhan sen ne kadar minnossun yaa ^^
27.07.2025
Başka evrende 5n1k
27.07.2025
O halde sabaha kadar moment alacagizz
27.07.2025
Boşver barısım bunun icin cok gencsin
27.07.2025
Evet oğuzun deli olduğunu hepimiz biliyorduk aslında sadece resmiyete geçmediği kalmıştı
27.07.2025
Konuyu neresinden tutsak elimizde kalıyor
27.07.2025
Lan telefonun Oğuzda olduğunu unuttum bir an dedim ne oluyor şu anda
27.07.2025
Ya oha gokhan LWLFNAPFNAĞDKWPRJWODJKWKD
27.07.2025
QLENQOFNAPFMWPFNSĞDMAĞFNWPFN
27.07.2025
NWOFNQĞFNQORNDORNWPTJWĞFKWĞFKR
27.07.2025
Barısım yine cok sakin karşılamışsın bakıyorum
27.07.2025
Ve bunlar sadece hastane anılarını anlattığı kısım... lan sizi yerim yaa ^^
27.07.2025
Ya yaprak bi dur artık her seferinde de yapılmaz be
27.07.2025
30 ney oğuz çok fazla değil mi
27.07.2025
Bi bismillah daha kaç dakika oldu hastaneye gireli oğuzcum MWFOMWPFMWĞRMDPFKWPRMEPRKRPF
27.07.2025
Ya of ama yaaaaa
27.07.2025
Bu resmen aşk itirafıydı...
27.07.2025
@barisamaikikaris 😭😭😭
27.07.2025
Ya önceden Yaprak ne zaman Barışla yakın olsa hep basılıyorlardı...
27.07.2025
ozansoy isterdim cok ciddiyim
27.07.2025
@senayyo bence de KWKDKWPFKWĞFLWĞFMWPFKW
27.07.2025
Yaaaaaaaa 🥺🥺🥺
27.07.2025
Gökhan kalk şurdan sen feriha değilsin
27.07.2025
Biri benim kafama kussa beş saniye daha dayanmam kusarım Barış bu sakinlik nerden geliyor sana
27.07.2025
Barışın umutları hiç bitmeyecek sanırım...
27.07.2025
Ya ben oguzu gokhanla shiplemeye baslarsam isin icinden cikamam
27.07.2025
Gökhan iyi ki varsın 🥹 asigim bu cocuga
27.07.2025
Sinan yapma yanarız kuşum
27.07.2025
Gökhan lafı koydu gökhan rahat
27.07.2025
OHA GOKHAN LFBWLHFALFNALFJLWTBLWF
27.07.2025
Öyle diyelim öyle olsun (bi ümit)
26.07.2025
İki dakika önce kıyamet kopmamış gibi efendi lqkrmwofksormwskd
26.07.2025
Çeteyle yola mı çıkılır barisim bilemezdin ki...
26.07.2025
Barışın şu saniyeye kadar onları arabadan atmaması mucizeydi zaten MSKDNSOFKWPRMSORKWORKWPR BARISIM YA OOFFFF
26.07.2025
Klasik bir günde, sıradan bir saat diliminde çete:
26.07.2025
Ya noluyo noluyoooo 🚨🚨
26.07.2025
Siz bu kafayla hangi akıldan sayısal okuma fikri aldınız ve bir de kabul ettiniz acaba...
26.07.2025
Yakışır barisima
26.07.2025
Gökhanın ağzıyla vücudu birbirinden ayrı zaten her koşulda laf söylemeyi çok iyi biliyor
26.07.2025
Filmde Gökhan ne zaman sövmeye başlasa araya giren sesler gibi olmuş QMDOWKFPWKFPWKPFLD
26.07.2025
OĞUZ BIRINE YARDIM ETMEYE ON KISIYLE GITSEN ON IKI OLU CIKAR NWODJEPFKWPFKWPFKWP
26.07.2025
Hocam hocam öncelikle es veriyosunn
26.07.2025
Ya baris tam bir gentleman saka miii 💯💯
26.07.2025
Ev bazen 4N1K kitabıydı. 13-14 yaşlarında sınıfın en arka sırasında oturup sadece kitap okuyan kimseyle konuşmayan asosyal o kız saatlerce bu kitabı okuyup gülüyordu. İlk başta telefondan sonra basılı haliyle defalarca kez okudum. Onlarla güldüm onlarla üzüldüm. Onların arkadaşım olduğunu hayal ettim. Sonra onlarla arkadaş olamayacak biri olduğumu düşünüp kendime öfkelendim. Yetersiz hissettim. Ama sonra yine onlara sığındım. Sonra tabii çok şey değişti kitaplarla birlikte büyümeye devam ettik. Ben lisede okumaya başlamışken universiteden mezun oldum, iş hayatına atıldım. Artık asosyal olmasamda iki gündür hiç iyi hissetmiyordum. Cuma akşam işten çıkıp eve geldim. Uzun zaman sonra telefonu açıp gece yarısına kadar tekrar tekrar okuyup yorum yapmaya başladım. İçimdeki ağlama isteğinin sebebini anlamıyorum ama okudukça artıyor. Çok özlemişim. Şu an sizinle bunları paylaşıyor olmak kalbimi hafifletiyor. İyi ki varsınız ve iyi ki böyle bir platform(evimiz) var artık ♥️😭
26.07.2025
🥹🥹🥹
26.07.2025
Örgü çetesi djjfjdjfjd
26.07.2025
Duygusallık yarısına girdin ama rakibin hale teyze dhdhd
26.07.2025
Aklıma ilk zamanlar barış ve aliyi shipleyenler geldi sjdjejdjjd
26.07.2025
Aslında iyi gidiyordu djdjdjd
26.07.2025
Oğuz, Drama Queen'immm
26.07.2025
İkiside kaybetmekten korktu ama yaprak yüzleşti, yaprak özür diledi
26.07.2025
Gökhan benimde güvenilir bölgem olll çünkü lütfen
26.07.2025
Kesinlikle anne baba gibi olurlardi
26.07.2025
Keşke.. o zaman her şey nasıl olurdu acaba? Beynim bu kurguyu arka planda tamamlamaya çalışıyor sürekli 😭
26.07.2025
O boy farkıyla nasıl kurulamaya başladın acaba yaprak shxjejjdjd
26.07.2025
@luluye yaprak salağa yattığı yerde uyuya kaldı ondan oluyo bunlar
26.07.2025
Aiiiiyyy 🥲
26.07.2025
Bu beni umutlandırdı mı??!! Benim olaylara yüklediğim anlammmm ..
26.07.2025
Gökhanin her koşulda kiyamaması🥹
26.07.2025
Barışın bu sakinliği beni bitiriyor
26.07.2025
bir daha kimseye bişi anlatmicam dedikten sonra ilk karşılaştığım kişiye karşı bendiiir djjdjdjjs
26.07.2025
İşte bu yüzden size Tuna müstahak 😂
26.07.2025
Kaosu o kadar güzel anlatiyorsun ki tüm hücrelerimde hissediyorum jdjdjjdjd
26.07.2025
Dizide üniversitedeki hallerini gördüğüm için üniversite sınavı deyince bir afalladim
26.07.2025
Gökhan'ın küfürlerinden hiç rahatsız olmuyorum çok hoşuma gidiyor djdjdjjdjd
26.07.2025
YE,IN EDERIM AGLICZM
26.07.2025
NEEEE TUNA BENI SASIRTTIN
26.07.2025
@pavesma ayy umarim en iyisi oluir senin icin🤍🤍
26.07.2025
@barisamaikikaris AYNI ANDA OKUYIRUZ COK HEYECANLI
26.07.2025
OGUZZZZNHSBJSKAJBOAJJBAJLA KOMAYA SOKACAK
26.07.2025
COK TANIDIK SOZ
26.07.2025
okumak icin hep modumun dusuk olmasini bekliyodum iyi hissetmek icin cidden iyi ki de boyle yapmisim tesekkur ederim cetem kendimi daha iyi hissediyorum
26.07.2025
bali de shipleyelim bakalim ucundan
26.07.2025
BU ADAM OLMASA NAPARDINIZ YA
26.07.2025
bu adam bicilmis kaftan
26.07.2025
tek gecede iki kisiyi mahvetti esek oglan
26.07.2025
barisi sevin
26.07.2025
yaaaaaa
26.07.2025
DEMISTIM GITMEZ DIYE
26.07.2025
SEN NIYE AGLIYON OGLUM
26.07.2025
shipledim uzgunum
26.07.2025
JEBSJWBCKWHCKILDWCHLIEEBFKUB
26.07.2025
BILIYORDUM
ev bazen ortaokuldayken ‘oha böyle bir lise hayatım mı olacak’ lisedeyken ‘hepsi palavraymış’ üniversitedeyken de ‘keşke öyle bir lise hayatım olsaydı’ dedirten o kitaptır 🥲❤️‍🩹
26.07.2025
@barisamaikikaris AYNI ANDA OKUYIRUZ COK HEYECANLI
26.07.2025
yaprak icin bekler bu arada
26.07.2025
mrbeast baban geldi kalk
26.07.2025
hay senin
26.07.2025
UGKGSULWGEOUCGWIUGCIUEGIUGWEXIUGWEIU HIC SASIRMADIM
ağlarım
26.07.2025
baris.. hep bu anlari beklemistim
26.07.2025
sag ol
AAAAAAA YAPBARDAN DAHA ÇOK YÜKSELDİM BUNA
yicem keske gökhanım da olsa
26.07.2025
aglicam durun
tek gercek #bali
26.07.2025
biz kendi kendimize hayal kurmaya devam
26.07.2025
ADAM HAYATINI KURTARIYO KUSMUGUNU TASIYO EL INSAF
26.07.2025
oguz bitti
26.07.2025
hakli mlsf
26.07.2025
evet abi manifestliyoruz
26.07.2025
kafasindan kusmuk akarken erkekler
salak çocuk GAHAGAJVAMWBWMSBWÖENŞWNE YİCEM
26.07.2025
NEDIR BU COCUGUN SIZDEN CEKTIGI
“Usulca saçlarımı karıştırdı. Sımsıkı kapadığı avucunu işaret edip, ‘Geceyi avucuma aldım, gidiyorum,’ dedi gülümseyerek. ‘Ama... Şunu bil. Rüya sadece gece görülmez. Aşk sadece bir defa çalmaz kapıyı. İnsanlar yalnızca bir defa tanışmaz. Tamam mı?’" 😭😭😭😭😭
27.07.2025
@barisamaikikaris 😭😭😭
26.07.2025
COK KORKUNC OLMAYA BASLADI
26.07.2025
aslinda konu sadece siren degildi...
26.07.2025
busra beni umutlandiriyosun
26.07.2025
ay 4n1k faniyken liseye gececektim simdi unideyim aglicam
@barisamaikikaris üzerimde aslında etçil olup türkiyede simite alışan martı garibanlığı var GAJWBWMBSÖDBWÖWNİW
26.07.2025
baris buyuyunce ne olcsn
momente bak bayıldım
@barisamaikikaris üzerimde aslında etçil olup türkiyede simite alışan martı garibanlığı var GAJWBWMBSÖDBWÖWNİW
26.07.2025
OKNASCILWNDOICHWDOIDFHOIWNE
26.07.2025
HERIF ZATEN YENI EHLIYET ALMIS OGUZ HEPSINI TOPLU OLDURECEKSIN AQQ
@beryl ABİ OZANSOY YA ASIRI HARİKA Bİ VİBE
26.07.2025
la teambarisim da pasif aldatmaya dogru kaymaz ins
ağlarım ama
olm barış nasıl sakin kalabiliyor hayran kaldım bak yine
umut fakirin ekmeği be barışım
ya ben gittikçe yaprak olduğumu öğreniyorum… bari beni de bi barış bulsa bu kadar aptallığın üstüne he
adam haklı dağılın HAJWGMWBSÖSMSÖSNSŞ
GAJAGWMSBWÖSHLWHEL GARİBAN ÇOCUĞUM LAHAKSNQÖSNSŞWMŞWSU ÖZÜR DİLWRİM ÇOK KOMİKSİN
barışın pahalı arabasına değil de barısın zengo sarısı saçlarına kusulması kötü oldu
2 haftalık şoförken şunları deneyinlersem bir daha hayatımda taksiye bile binmem
OFFF AĞLİCAÖ WÖWNLENWŞWHŞEW YAZIK BU COCUĞA
yaprak barışa değer veriyo yicem 😭😭😭
abi barısın sözel olması benim için sok ediciydi resmen sayısal sporcu zengin romantik cart curt kafamda burjuva yaratmısım ahagahaha
ulan misha nerden bulcam simdi çam ağacı ve vanilya kokusunu? Söyle!
Ev bazen insanlardı
Yaaa
SXDKFHSLDHLSHDLSJDLSJDIHD
Deja vu yaşadım ah bi dönsek 2016dan önceye
Ali’nin ceza sahası qwsdxhfsgfavskb
Ne münasebet bey amca
Barış tam sözel chat saçmalamayın
25.07.2025
@girlsgirl böyle bir arkadaş grubun varsa içlerinden birine arka toplayıcı rolü düşmek zorunda kalıyor ve cidden hiç keyifli ve isteyerek yapılan bir iş değil. bu kadar düşünmeden dağıtıp eğlenebilmelerinin sebebi ali'nin gotlerini her zaman toplamasına alışmış olmaları. çeteyi bırak bunların sarhoş babalarıyla bile uğraştığı bir bölüm vardı. gün sonunda herkes bir köşede bayılınca ona oturacak yer kalmadığı için ayakta uyuklamıştı hastane köşesinde🥺 onun da eğlenmek istediğine eminim ama işte shdbdjsaja
25.07.2025
@girlsgirl TEYİT ETTİM BARIŞTI 192 AĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞĞAAĞAA
24.07.2025
ev her zaman 4n1k’ydı
24.07.2025
bizim huzurumuzda burası😔
24.07.2025
BUNU Bİ TEK BEN Mİ ANLAMADIM 😭😭😭
24.07.2025
AHAHAHAAHAHAHAHAHA BAYILIYOM ÇRYEME YA YA KAFASINI ISIRIYOLAR ÇOCUN YA DA KUSUYOLSRAHAHAHA
24.07.2025
Panik anlarındanenim de beynim tatile çıkıp yerini kakaolu sğye devrediyo bence ya
24.07.2025
Okuldan pisuvar çalmış çocuğun siren çalmaasını garipseyemiyorum ama bu kadar normalmişcesinw yaşaması HERRRR ŞEYİ AHAHAAHAHAH AŞKIM POLİS SİRENİ ÇALMIŞDIN BAŞKASI OLSA Bİ HERİND SOKAR O SİRENİ BİLİYON MU 😭😭😭🩷🩷🩷
24.07.2025
AY TUNA İLK DEFA SEVGİ BELİRTİSİ GÖSTERDİ YAPRAĞA ŞOKTAYIM
24.07.2025
GÖKKKUŞUM
24.07.2025
siz beni anlarsınız zaten😔
24.07.2025
OĞUZ YARMA YA HEMDNWŞSBWLDNWÖXNEXÖNEXMSNCMEMDMEMXMD
24.07.2025
GÖKKUŞUM SEN SAFE PLACELERİN BABASISIN ANNESİNİN ŞAHISIN
24.07.2025
gökkuşun kıskançlığı her yaşta aynı düzeyde
24.07.2025
AĞLIYCAM GÖKKUŞ SİZİ ÇOK SEVİYORUM😔😔😔
24.07.2025
İŞTE TEK GERÇEK BALİ
24.07.2025
BEBEKLERİM SİZİ COK SEVİYORUM NASIL UNUTAYIM SİZİ
24.07.2025
kendi rekorlarını kırmışlar diye yorumladım
24.07.2025
barış galiba bunun taktiklerinden dolayı kaybetti kızı
27.07.2025
@senayyo bence de KWKDKWPFKWĞFLWĞFMWPFKW
24.07.2025
bağırmasana abicim kıza
24.07.2025
barış aşırı sayısal vibe bu arada
24.07.2025
aliyi kullanmıyosanız bize verin baba ya valla anbarda çürütürsünüz
23.07.2025
Ev bazen yeni okulunda arkadaşın yokken sığındığın gözlüklü 21 yaşında bir genç kızın hayal dünyasıydı:’)
23.07.2025
AY BU BARIŞ MI YOKSA EMRE Mİ AAAAAAAAAAAAAAAAA BARIŞTI SANKİ AAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA
25.07.2025
@girlsgirl TEYİT ETTİM BARIŞTI 192 AĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞĞAAĞAA
23.07.2025
Kardeşim ikircilik spekturum falan boş yapma aga ŚeWıØN mŪ sEwmÜyonMû
23.07.2025
Eğer oğuz gibi bir arkadaşınız hiç olmadıysa söyleyeyim; bu kitaptaki hislerin aynısını yaşatıyorlar size. Tüm mallıklarıyla sürekli bir ekşın, eğlence ve gülme hali. Bu hallerin fazlalığı sebebiyle çıldırma, kavga ve yüksek tansiyona sebep oluyorlar sjdpckdlsmxlcml
23.07.2025
Çocukluk aşkım Ali deki tek sorun kasıntılığı galiba. Tüm grubun anne baba rolünü üstlendiğinden mi hayatın getirdikleri yüzünden erkenden kendi evini çekip çevirmesi mi bilmiyorum ama hep ciddi, gruptaki diğerleri gibi olaylardan o kadar zevk almıyor, emrenin dediği gibi sık gülmüyor
25.07.2025
@girlsgirl böyle bir arkadaş grubun varsa içlerinden birine arka toplayıcı rolü düşmek zorunda kalıyor ve cidden hiç keyifli ve isteyerek yapılan bir iş değil. bu kadar düşünmeden dağıtıp eğlenebilmelerinin sebebi ali'nin gotlerini her zaman toplamasına alışmış olmaları. çeteyi bırak bunların sarhoş babalarıyla bile uğraştığı bir bölüm vardı. gün sonunda herkes bir köşede bayılınca ona oturacak yer kalmadığı için ayakta uyuklamıştı hastane köşesinde🥺 onun da eğlenmek istediğine eminim ama işte shdbdjsaja
23.07.2025
BABA GİBİ BABA
23.07.2025
Zaman yüzünden kaç arkadaşlığı biz de Barış gibi kaçırdık acaba
23.07.2025
Bazen düşünüyorum Barış başından beri Yaprak’ı kışkırtıcı değil de aynı böyle yumuşak ve düşünceli ılık ılık yaklaşsaydı her şey nasıl olurdu? Ama o zaman Barış sırık olmazdı galiba..
23.07.2025
“Yerimi ayak ucu sanmıştım” 😭😭😭😭😭😭
23.07.2025
Başka bir evrende 5N1K..
23.07.2025
Sinanı bir TEYZENİN omzunda ağlamaya iten hayattan da soracak hesabımız var!
23.07.2025
Sen bu ıq ile kendini rakip konumuna koymaya utanmıyor musun Yaprak Ayvaz
23.07.2025
SNDLCMDLSLDMCPCMFŞSSMCMLCFMDJZŞDÖGŞBÖSKANFOVMGLDMSLXC BU YORUMU TÜM SATIRLARA YAPABİLİRİM CİDDEN FAV KİTAP YA
23.07.2025
Bir Bella Swan vakası daha
23.07.2025
Senin o umutlarını yerim ben ya
23.07.2025
Bebeğimmm <3
23.07.2025
Barış kısımlarını okudukça barışçı olasım geliyor ya yılların ikilemi kdkdkd
Ama Ali ismine zaafım var yapamamm
23.07.2025
en iyisi gamzeli olan
23.07.2025
alıştı mübarek artık
23.07.2025
ayy delikanlı alim benim 😘
23.07.2025
IĞUZ SLZLXMFNDOZLXM
23.07.2025
@lavixia ali olmasa bunlar fazla uaşamazdı
23.07.2025
amla oluyosun ikisinin mixi
23.07.2025
ne kadar özürlü olduğunuzu görün
23.07.2025
harbi şizo
23.07.2025
30 çok olmuş
23.07.2025
team ali alimmm
23.07.2025
ayyy
23.07.2025
sklxlvkfkdlclclfkf. bunu üniversiteden okumak da ayrı zevklşi
23.07.2025
@Barışa bakıp dertlendim magic ✨
22.07.2025
Off ağlayarak gulucem buna çünkü tercih dönemine yaklaştık ama ben hala ne yapicam bilmiyorum
26.07.2025
@pavesma ayy umarim en iyisi oluir senin icin🤍🤍
22.07.2025
Yaa cidden özlemişim
22.07.2025
Aliyo cok seviyorummmm yaprak aliyo bana birakabilirsin
22.07.2025
@luluye ikinci kitabın başlarında geçiyor Gökhan’ı terapiste giderken yakalayıp beraber otobüse bindikleri sıra sanırım
22.07.2025
@lavixia bence belliydi ya agzı çok ıyı laf yapıyor ve romantik hulyalı tıplerden ya ea ya sozeldır dıyordum ben sporcu falan hem
22.07.2025
Hepsine ayrı ayrı ağladım ev bazen satırlara dökülmüş bu aptalların seni her yerden çok mutlu ve güvende hissetirmesiydi
22.07.2025
O kadar yaratıcı hakaret ediyor ki bana hakaret etse oturup saatlerce dinlerim
22.07.2025
Tuna da sizinle aşk nefret ilişkisi yaşıyor
22.07.2025
+2 net cepte yaprak hadi yine iyisin
22.07.2025
KAJSHSJKSİSHWİQOOSOSOA en ikonik karakter
22.07.2025
Sanırım bende bizim evi tutturdum sizinkiler de tutturamaz yaprak korkma
22.07.2025
Evren sana barışa ve Ali'ye acımamış tuna
22.07.2025
Bence sen bile tam çözmedin onu çözmek imkansız gibi bir şey
22.07.2025
Etrafta olmasalar bile arada bir kendine sizin ne kadar bela olduğunuzu hatırlatıyor çocuk
22.07.2025
Gözümde canlandı resmen
22.07.2025
Ali'nin gruba tahammül seviyesi
22.07.2025
Jshxjskjskzlkakaosioapa çok haklı
22.07.2025
Yaprağınki Almanya'da kaçak işçilik vaadederken Gökhan'ınki anlayışla karşılarken Sinan'ın annesi tam bir Türk annesi
22.07.2025
Kardeş istemeyen oğuzun ufak çaplı önlemleri
22.07.2025
Alacak yoksa ben alabilirim
22.07.2025
O kargaşanın verdiği rahatlık da senin huzurun yaprak huzur illa sessizlik olmak zorunda değil ki
22.07.2025
Ne şanslı kızsın yaprak
22.07.2025
Lütfen yap Oğuz lütfen
22.07.2025
Çocukken tanışsalar cidden iyi anlaşırlardı
22.07.2025
Arada kaynayan Oğuz ve Sinan'ın esgal ve kendisine gelince üzülmek de var demesi gerçekten hiçbiri kendini düşünmüyor
22.07.2025
Jsjsjsjskkxksllsksos ezkileyip durmayın kızımı ya hakkını yiyorsunuz
22.07.2025
Çok zor çok
22.07.2025
Her zaman edebiyle durup sorunsuz oturan Ali bu grubun umut ışığı sensin
23.07.2025
@lavixia ali olmasa bunlar fazla uaşamazdı
22.07.2025
Hepsi ayrı mükemmel ya
22.07.2025
JAHSHSJJSHEHDJSJHAHSHSJOAHSGSJKAHDJSKSOHSİSOAJSHHWİSKSJBDKQKS kesinlikle seni tercih etmeliydi oğuz
22.07.2025
Yapmayacaktın Gökhan
22.07.2025
Müthiş biri demiş miydim cidden müthiş
22.07.2025
Ailelerinize şükredin bende terk ederdim
27.07.2025
@lavixia +1
22.07.2025
Oğuza beslediği hate love ilişkisi peki
22.07.2025
Ali gerçekten anne ya annene yan gözle bakma şakası olur o zaman o yaprak dersem çok mu soğuk olur
22.07.2025
Oğuz insanı yaşlandırmaz Gökhan tabi atamazsın enerji kaynağı resmen
22.07.2025
Müthiş bir arkadaş
22.07.2025
Kesinlikle grubun anne babaları olurlardı
22.07.2025
Adam gibi bir araya gelemediler ve panik halindeler de ondan
22.07.2025
Çok haklı maalesef
22.07.2025
Kimse yetişemiyor barış boşver
22.07.2025
Barış hayatının travmaların yaşıyor oğuzun 25 e kadar gideceğine inanmanız da çok tatlı olmuş
22.07.2025
Ah be Oğuz
22.07.2025
Gerçekten hayatı o kadar saçma bir şekilde yaşıyorlar ki hızlarına yetişmenin imkanı yok
22.07.2025
belki de bu yüzden bu ekip bana yıllarca çok safe hissettirdi
22.07.2025
Oğuz yarma
22.07.2025
Oğuz ağlıyorum dedikten sonra bende diyen yaprak o kadar gerçekçi hissettiriyorlar ki asla bir kitap okuyor gibi değilim sanki arkadaşlarımla mesajlaşıyorum
22.07.2025
selam sana imparator
22.07.2025
KWJSBJDKSHSHJSKAHSHKSO
22.07.2025
Barış tam bunların salakliklarina alıştım derken her dakika yeni bir salaklığı ortaya çıkan çete
22.07.2025
Oğuz bir gün öldürülür de kim öldürür bilmem
22.07.2025
Gerçekten de ölümsüzsünüz canım çete 🥹🫶🏻
22.07.2025
the tension
22.07.2025
Bu kadar yaşamanız bile mucize ama Ali ve Barış yaşadıkça daha yaşarsınız gibi
22.07.2025
Perks of being a wallflower gibi hissettim birden. We are infinite.
22.07.2025
Oğuzun salaklık şaka değil
22.07.2025
O kadar sığır çobanlığı yapıp yine de yks de batıran yaprağı anlamadığım dakikalardayım
22.07.2025
sizin yüzünüzden liseyi böyle olacak sanmıştım be LWJDLSKWLSKWLEKWLWKDLWKELSKWLEKWLWKDLWKWLWKW
22.07.2025
30 saniyede hastaneden atılmak çetenin olay çıkarma hızı şaka mı
22.07.2025
Rahat rahat dramatize edemiyoruz bile sırıkoğlan
22.07.2025
Barış olmalıydı en baştan beri ama Ali de güzel bir karakter, bu kadsr hızlı kaymamalı bence yaa güzel bir gelişim görmek istiyorum
22.07.2025
Hep Aliciydim hala Aliciyim ama bazen barışın sözleri o kadar etkiliyor beni yine de bunların Ali ve yaprağın ilişkisi varken olması da kırıcı
22.07.2025
@beryl Tekelioğlu gamzelimi tercih edicem ama ikisi de hoş soyisimler
22.07.2025
Tam adamlarına dediniz bunu doktor bey
22.07.2025
@Barışa bakıp dertlendim ben de ortaokuldan üniversiteye geçtim onlar her zaman lisede kaldılar ağlıcamsimdi
22.07.2025
Barış olmasa direkt hapislikler
22.07.2025
@beryl ozansoy isterdim yaaa. Halit Fahri Ozansoy yüzünden mi bilmiyorum ama daha şairane hissettiriyor KDJDKSJSKS
22.07.2025
Çeteden kimsenin beyni normal çalışmıyor bence
22.07.2025
EVET MEMUR BEY BU CUMLE
22.07.2025
Kesinlikle sarardı bende destekliyorum
22.07.2025
anca kendi kendimize gelin güvey oluyoz işte napalım barış
22.07.2025
LSKDLSKSLDKLSE bu bölüm herkes HIGH
22.07.2025
destekliyorum kanka 🌈
22.07.2025
En olmayacak anlarda benim oversharing
22.07.2025
Alkol almaya ihtiyaçları mi var kafaları hep güzel
22.07.2025
evetevet
22.07.2025
Barış sen bunları hak etmemiştin
22.07.2025
Şuna düşen bir ben olamam ya kahretsin fldjkddjsk
22.07.2025
Barışın çeteden çektiği nedir ya
22.07.2025
Genel olarak çetenin beyin durumu
22.07.2025
bir hafta sonra ehliyeti alırken yaşanacak semaryo
22.07.2025
Karar ver artık kimi daha çok sevdiğini
Kararsız olma sen üzme herkesi
Kalbinde kim var, o mu yoksa ben miyim?
Bilmek isterim, yolumu çizeyim Ali'nin yaprağa ithaf ettiği o parça ya da barışın yaprak cidden karar ver artık
22.07.2025
kaç yıl geçti hâlâ shipliyorum diye deliriyorum
22.07.2025
Çete sayısalcı mı bana ikinci bir şok geliyor unutmuşum resmen herşeyi
22.07.2025
@ailurophile param olsa ben de sözelci olurum akdjdksjks
22.07.2025
Barışın sözelci olduğunu asla düşünmezdim
22.07.2025
@lavixia bence belliydi ya agzı çok ıyı laf yapıyor ve romantik hulyalı tıplerden ya ea ya sozeldır dıyordum ben sporcu falan hem
22.07.2025
Çok yerinde bir tespitti Sinan gerçekten dili durmuyor
22.07.2025
Bülbüldü ama size siren de olur tabi
22.07.2025
Boşver barış önemli bir şey diyen yok zaten
22.07.2025
Ev bazen satırlardan seninle konuşup seni sakinleştiren Ali’ydi ev bazen aynı aptallığa sahip olduğun Yaprak’tı ev bazen arkadaşlarını aynı şekilde korumak istediğin Gökhan’dı ev bazen beraber eğlenip kudurduğun Oğuz’du ev bazen kafa kafaya verip sessiz bir şekilde oturabileceğin Sinan’dı ev bazen her satırının arasından sırtını okşayan yanındayım diyen Büşra’ydı ❤️‍🩹
22.07.2025
Abi grup konuşmaları gözlerim yaşlı hüğğğ
22.07.2025
Huzur sözlük anlamında olduğu gibi midir ki. Senin huzurunda bu Yaprak Ayvaz 3 sığır 1 beyfendi bir de sırık sırık ne alaka demeyin o da o huzurun içinde eminim
22.07.2025
Yani Oğuz’un çok da küçük olduğunu düşünmüyorum ben
22.07.2025
Gökhan dışardan dosta düşmana korku salan ama içinde pofidik bir tosun olan o adamm yerim seniiiğ
22.07.2025
Yerim sizi güccük çocuklarım benim
22.07.2025
Yerim beynini oğuz PFMWOXKAKDM
22.07.2025
Gökhan’ım da Gökhan’ım piercingini sevdiğim susak
22.07.2025
Evet Oğuzkuş o yüzden bir gün ölürseniz biz sizi hep hatırlayama ve sizde kalbimizde yaşamaya devam edeceksiniz ama en güzel seni anacağım 3P
22.07.2025
Ah barışçım ya
22.07.2025
Oğuzkuş yine her zamanki gibi gevşeklik derdinde adamım işte ya
22.07.2025
Şu çocuk sizden ne çekti be
22.07.2025
Kriz yönetimine bayıldım gerçekten yaprak
22.07.2025
Yaprak Ali’yi bana ver bari ben sen Ali’yi üzme diye yalandan Team Barışçı olurum
22.07.2025
Barış Ozansoy ve romantik hareketleri hiç şaşmaz
ĞWPSPWIZHWNXŞELSJFLEŞXKDŞĞSLDLSŞAŞSLFJEMDŞEŞÇSLCŞEŞDŞ
Ev bazen satırlardan çıkıp sana en yakın arkadaş olan birkaç liseliydi
Ev bazen satırlardan çıkıp sana en yakın arkadaş olan birkaç liseliydi
Ev bazen satırlardan çıkıp sana en yakın arkadaş olan birkaç liseliydi
Tuna da gökhan gibi aslında duygularını fazla belli etmiyor ama onların bu saçmalıklarını içten içe sevdiğine eminim
Gökhan sende grubun sinirli ama ama hiçbirine kıyamayan o şefkatli abisisin
Bu sefer de cidden balici olurduk ya jsbxidhfkdhsixjdi
Yaprak ve barışın olmasını o kadar uzun zamandır bekliyorum ki cidden yaslandım ortaokula gidiyordum şuan üniversiteyi bitireceğim ve o bölümler geldiğinde heyecandan nasıl okuyacağımı tahmin bile edemiyorum
22.07.2025
@Barışa bakıp dertlendim ben de ortaokuldan üniversiteye geçtim onlar her zaman lisede kaldılar ağlıcamsimdi
Gökhanın taktikler ksbxisjxskjxksjd
Ya kıyamam ben bu çocuğa ya yicem
Sinankuşum kendini neyle övdügunun farkında mısın acaba
Ah be keşke keşke şeyi olsaydı
Yaprak zamanında tunanın üstüne kurmuştu şimdi de gokhan barışın JSBDISHXKSNZKSBXJ
@luluye seni de bizim derneğe üye yapalım hemen barışa bakıp dertlenenler derneği başkanı olarak
Al işte yine dertlendim iyi mi
Oğuzkuşum onu hangi ara çaldın ya KSBDUSJXISHXKSHUXJS
23.07.2025
@Barışa bakıp dertlendim magic ✨
Yaprak kullanmıyorsan bize ver bari be
21.07.2025
artık var
19.07.2025
ÜWŞDŞWJDPWJDPWJDŞWNDŞWNDŞWNDPWJW DİREKT GÖZÜMDE CANLANDI SIÇCAAAMM
19.07.2025
Gökhan... My crush
19.07.2025
Göktan bu kadar tatlı mıydı yaaa
19.07.2025
Çok tatlı bir hareketti gerçekten
19.07.2025
Noluyor noluyor sende birisini seç be yaprak bi ali diyorsun bi barışa da umut veriyorsun bu elma mı armut mu neye kararsız kaldın be kızım
19.07.2025
Ah barış ya kınalı kuzum benim kendi kendine umutlanıyor
19.07.2025
Oyyy olan kuzuma oldu ya
13.07.2025
NEEEEEEE YAAAA TUNA
13.07.2025
agliyorum
13.07.2025
gokhanin kardesini kaybettigi bir kitapta gecmis miydi daha once hatirlayamadim
22.07.2025
@luluye ikinci kitabın başlarında geçiyor Gökhan’ı terapiste giderken yakalayıp beraber otobüse bindikleri sıra sanırım
13.07.2025
ya barisi yine sattik aglicam
13.07.2025
onayi da kaptik
13.07.2025
ona asigim
13.07.2025
MENCKDKKFCKWDJWK
13.07.2025
o kadar flortten sonra su hodukluk yakisti mi be
13.07.2025
resmen barisla oluyor bay bay ali seni de severdik ama su an icimdeki barisci kiz cocugu asiri mutlu
13.07.2025
bunlar bize caktirmadan oldu cidden galiba
13.07.2025
ozansoy isterdim objektif bakiyorum
13.07.2025
cok sukur sordu biri sunu
13.07.2025
ya yaprak salaga yatma artik gina geldi
26.07.2025
@luluye yaprak salağa yattığı yerde uyuya kaldı ondan oluyo bunlar
13.07.2025
aglicam simdi
13.07.2025
bu bolum cok barisli moment aldik noluyo noluyo
13.07.2025
GOKHAN SNXJSMFJWKCJEKFK
13.07.2025
hadi insallah
13.07.2025
barisa cok uzuluyorum bazen ya ndjxkscjkeckq
@luluye seni de bizim derneğe üye yapalım hemen barışa bakıp dertlenenler derneği başkanı olarak
13.07.2025
MSNCSKKCKRLFLEOFKWJDA
13.07.2025
cok tatlilar oldu bunlar
13.07.2025
bu kiz baristan hep hoslaniyordu zaten ama aliyleyken cok yanlis hissettiriyorr
12.07.2025
ALİNİNKİ İLİŞKİ ANKSİYETESİ DEĞİLMİŞ DPĞRUYMUŞ DİYEN KIZ BAPIRTMAAAA HAHAHAHSHSHSHS
11.07.2025
yaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa
11.07.2025
gokhana daha kac defa asik olucam ???
10.07.2025
gokhan
seni
yerim
10.07.2025
buna oyle patladim ki AQJAJWJSJWJSJWKSKSKXKSKDSOSKS
10.07.2025
ben barisci oldum diye zirvaliyodum ama ben icimdeki o kiz cocugunu hic atamamisim ben her sekilde aliciymisim onu anladim su an ve alinin su an kayip gittigini gormek canimi acitti
10.07.2025
kizlar soyadinizi ozansoy mu istersiniz tekelioglu mu
22.07.2025
@beryl ozansoy isterdim yaaa. Halit Fahri Ozansoy yüzünden mi bilmiyorum ama daha şairane hissettiriyor KDJDKSJSKS
22.07.2025
@beryl Tekelioğlu gamzelimi tercih edicem ama ikisi de hoş soyisimler
@beryl ABİ OZANSOY YA ASIRI HARİKA Bİ VİBE
10.07.2025
sevinsem mi uzulsem mi napsam ziplasam mi ciglik mi atsam o kadar ikilemdeyim ki
10.07.2025
gokhan sana asigim
10.07.2025
ay bayilcam simdi
27.06.2025
Üstüme iyilik sağlık tuna sen misin bu
27.06.2025
Tunaa
27.06.2025
Dizide onu hastaneye yetistirenin Barış olmasına ragmen sinirlenmesi... aklımdan diziyi atıp okumam lazım bi tur da ilk kitapları okuyayım tamamen hatırlamam lazım
27.06.2025
Ali'nin yanında da tam gaz devam next sevgilimizi arkadas grubuna katma planlarına djxbsuava
27.06.2025
Bu gidişle sen erkek tarafı olmayacksın da Ali kız tarafı olacak gibi ya bakalım...
27.06.2025
Yaa ali... ama sana da kıyamıyorum cidden hiç. eski alici günlerime de göz kırpmaya başladım kitabı okuyunca bak
27.06.2025
Bir şey oldu sandım ne yapıyorsunuz ali bey
27.06.2025
Asıl konun o değil de Barıs gibi ama ;)
27.06.2025
Oha ne olmuş ben sadece telefonu yüzünden diyordum
27.06.2025
Bölüm bitmeden haberi oldu. Çete ali yuzlesmesi de diğer bölüme kalır diyordum
27.06.2025
Sizi onun kadar sevmiyor... eurnwjdnwjs yeni öğrendiğin bazı gerçekler
27.06.2025
Barışıyoruz yaşasın
27.06.2025
Gokhanin küs olduğunu unutmusum bile. Bölümün konusu o kadar yasak ask degil de barış yaprak gibi geldi ki...
27.06.2025
Bizimtemeller atılıyor kaleye de sızıldı
27.06.2025
🤍🥺
27.06.2025
Ali'nin egale ediliş şekli ✊️ rahat rahat flört edelim diye hizmette sınır yok
27.06.2025
Sevgilin var sana yürüyor ve özür dileme diyorsun. Gol be duevsydbshsh ali'ye de üzüldüm bir yandan. En son seni ne kadar çok sevdiği hakkında bağrınıyordu sokaklarda of eysbduwvag
27.06.2025
Gelen gideni aratır değil gidenin arkasından el sallayalım halinde hikaye oha bu kadar keskin bir açılış beklemiyordum. Ali gerçekten yalan oluyor güle güle be ali
27.06.2025
Sayamadığım kaçıncı yapbar göndermesi ve asla bahsi açılmayan ali. Cidden bu kez esas onlar sanırım. Ama yan masanın tabagı daha cazip gelir bilmediğimiz bizi heyecanlandırır. Gelen gideni aratır temalı bir hikayeye de giriyor olabilir miyiz
27.06.2025
dizide vardı
27.06.2025
Seninkini de çözseydi ya yine:')
27.06.2025
Evet cidden sıktı. Bir kez daha salağım ben temalı bir sey derse yardım cigligiatacağım
27.06.2025
Çok fazla barış yaprak göndermesi var bu bölüm
27.06.2025
Yaprakın salağım ben temalı anlatılışı biraz sıktı ne yalan söyleyeyim. Yanındaki bütün erkeklerden daha akıllısın kendine gel
27.06.2025
muhabbetin olaylık shdvzysbaj
27.06.2025
Haydaa
27.06.2025
Barış yaprak göndermeleri şaka mı ali cidden ikinci plana atılmış artık sanırım
27.06.2025
Kaza yaptıracaksınız insana cidden
27.06.2025
grcmis olsun
27.06.2025
Off sysbdjebsha
27.06.2025
Barış ali mod on
27.06.2025
Barışa nazlanmaları da başlamış:)
27.06.2025
Biz gerçekten olmuşuz üzgünüm Ali ama seni şu kadar önemsediğini sanmam
27.06.2025
Dilde kas olduğunu biyoloji dersinde öğrenmen gerekmiyor aslında ha yaprakçım çok enterasan bir bilgi degil gibi
27.06.2025
Barıs sözelci miymiş
22.07.2025
@ailurophile param olsa ben de sözelci olurum akdjdksjks
27.06.2025
İlk kez Oğuz wysvdkdnsjs uğrat oglum "polisimizi" zarara..
27.06.2025
Oha. Abi ali'ninki ilişki anksiyetesi değilmiş ki haklılıkmış meğerse
27.06.2025
Kemer bağlama klişesine de girildiğine göre biz olmuşuz asgsvajdks
24.06.2025
19 yaşındaki yağmura 13 yaşında hissettirip tekrar mutlu olabildiğini hatırlattığınız için teşekkür ederim bir avuç liseli...
19.06.2025
ev bazen yıllar önce mishapm olarak kitap yazmaya başlayıp hayatımızın en derinden etkileyen o hayalperest küçük kızdı
19.06.2025
tunaaaa🥺🥺🥺
19.06.2025
öyle bir çete varsa i volunteer
19.06.2025
djwodjwizqjnewjsi
19.06.2025
ay çok özlemişim şu gruptan ayrıldı şeysini JSWNDKWKSKAJE
19.06.2025
ne güzel dedin öyle 🥺
19.06.2025
aglicam
19.06.2025
🥺🥺🥺🥺🥺
19.06.2025
pinky promise degil canım ya bizdeki nah promise🤭
19.06.2025
aptal oğuz dwjwkksowmfkeo
19.06.2025
SJWNFJSIXAKWKQKX
19.06.2025
olum iki saniye duygusala baglayalim dedik dwisjsqjsndxjsk
19.06.2025
askm JSWNSNWKSKAKDNWJWWI i think ive seen this film before kwsoqjenwnwj
19.06.2025
hey hey hey dur orda bi sırık efendi???
19.06.2025
SJWNRJWOXOWJJWAOOQK depresif gökhanım
19.06.2025
bi bu kalmıştı barışa yapmadığınız dwiskajeqksiqkwj
19.06.2025
SJWNDJWKZKWMDJWJSAJ elin bi dursun be oğlum yapma bi şey iki dk
18.06.2025
Ev bazen araya mesafeler girse de seneler sonra gördüğün dosttur. Ve mesafeye, zamana rağmen hiçbir şey değişmemiş gibi hissedebilmektir.
18.06.2025
Ev bazen araya mesafeler girse de seneler sonra gördüğün dosttur. Ve mesafeye, zamana rağmen hiçbir şey değişmemiş gibi hissedebilmektir.
18.06.2025
Ev bazen küçükken okuduğun ve yıllar sonra dönüp yeniden okuduğun o kitaptır...
14.06.2025
#teamalikuss
14.06.2025
#teamalikuss